DİYARBAKIR – Kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları faili meçhul ve yargısı infazla katledilen ve kaybedilenler için Dağkapı Meydanı’ndan İç Kalede bulunan eski JİTEM karargahı’na yürüşüyüş gerçekleştirdi. Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici “Siz bu ülkede işlenmiş vahşetle, kirli tarihle yüzleşmedikçe kayıplarını arayan bu insanların adalete ve hukuka hiçbir zaman inançları olmayacak. Eğer bu insanlarla barış içinde bir arada yaşamak istiyorsanız kayıpları bulup, failleri yargılamak zorundasınız” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), MAZLUM-DER
Diyarbakır Şubeleri ile Diyarbakır Barosu tarafından organize edilen İnsan hakları haftası etkinlikleri kapsamında, faili meçhul ve yargısı infazla katledilen ve kaybedilenler için Dağkapı Meydanı’ndan İç Kalede bulunan eski JİTEM karargahı olarak kullanılan alana yürüşüyüş gerçekleştirildi. “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın, Adalet yerin bulsun” yazılı pankartın ve kayıp resimlerinin taşındığı görülen eyleme, düzenleyici insan hakları kurumlarının yanı sıra kayıp yakınları, SES, MEYA-DER, Diyarbakır Barış Anneleri Meclisi, Yerel Gündem 21 Engelliler Meclisi ile bazı sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Diyarbakır’ın Çınar ilçesinden yürüyüşe katılmak üzere yola çıkan 50 kişiyi aşkın kayıp yakını ise, yoğun kar yağışı sebebiyle araçlarının karayolunda mahsur kalması nedeniyle yürüyüşe katılamadı.
'İnsan hakları ihlalleri pervasızca sürüyor'
Yoğun kar yağışı altında Dağkapı Meydanı’ndan başlayarak İç Kaleye kadar yapılan yürüşün ardından, burada ilk olarak konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, açıklamada bulundukları bu alanın geçmişte devletin görevlileri tarafından infaz merkezi olarak kullanıldığını belirtti. Elçi “Sivil insanlar evlerinden, iş yerlerinden, sokaktan alınıp devletin bu binasının içersine konulup bir daha kendilerinden haber alınamıyordu. Götürenleri tanıyorduk. Her gün gözlerimizin önündeydiler. Diyarbakır’ın ana kavşaklarında her gün sivil giysiler ve sivil araçlarla geziyorlardı. İnsanları bu sivil araçlara bindiriyorlardı. Şu gördüğünüz binanın kapısından içeri alıyorlardı. Ve bir daha kendilerinden haber alınamıyordu. Yüzlerce insan bu şekilde kaybedildi, akıbetleri bilinemedi” dedi.
Adaletin o dönemler için işlemeyen bir süreç olduğuna vurgu yapan Elçi, “Burası aynı zamanda adliye sarayıydı. İşlenen bu ağır suçları soruşturmakla görevli savcılarda bu mekandaydı. Ama mağdurlara devletin, adaletin kapısı ne yazık ki kapalıydı. Yüzlerce insan bu şekilde kaybedilirken, failler soruşturulmadı. Mağdurların yıllarca süren adalet arayışları sonuçlandırılmadı” dedi. Bu gün bile binlerce dosyanın olduğunu ve savcılığın tozlu raflarında çözülmeyi beklediğini belirten Elçi, aynı tutumun bu gün de sürdüğüne işaret etti. Elçi, “İnsan hakları ihlalleri pervasızca sürüyor. Yüksekova’da 3 yurttaşımız güvenlik güçlerinin aşırı, gereksiz ve keyfi şiddeti nedeniyle yaşamını yitirdi. Bu cezasızlık kültürünün bir sonucudur” dedi. İnsan hakları örgütlerinin girişimleri ile bazı soruşturmaların davaya dönüştüğünü ancak dava nakli ile olayların meydana geldi yerde değil binlerce kilometre uzaklıkta bulunan mahkemelerde görülmesini eleştirdi.
'Failler devlet tarafından bilerek gizlendi, ödüllendirildi'
Elçi’nin ardından Kürt bir açıklamada bulunan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici ise, insan hakları haftası etkinliklerine dün Roboski’de yaptıkları açıklama ile start verdiklerini hatırlatarak, bu güne kadar faili meçhul cinayetler aydınlatılmış olsaydı Roboski katliamının da faili meçhul kalmayacağını belirtti. Bilici, “Bu zamana kadar failler devlet tarafından bilerek gizlendi, ödüllendirildi. Bazıları aday gösterildi, bazıları vali yapıldı. Bazıları bakan oldu. AKP iktidarı da bu işin içinde” dedi.
Her hafta kayıp yakınları ile birlikte oturma eylemi düzenleyerek, devletin faillerden hesap sorulmasını talep ettiklerini hatırlatan Bilici, “Her hafta bir bu bölgede işlenmiş bir katliamın hikayesini paylaşıyoruz. İnsanların kimler tarafından kaybedildiğini, nasıl kaybedildikleri açıklıyoruz. Ancak bu zamana kadar cevap verilmedi. Ama biz inanıyoruz ki, devlet isterse
AKP hükümeti isterse 24 saat içinde, arşivlerini açarak bu katliamların faillerin tespit edebilirler. Yargı karşısına çıkarabilirler. Fakat bunu istemiyorlar” dedi.
'Kayıpları bulup, failleri yargılamak zorundasınız'
Bilici kayıplarını arayan binlerce insanın olduğuna dikkat çekerek “Artık bu insanlara işkence etmekten, acı çektirmekten vazgeçin. Kayıpların bulun ve failleri yargılayın. Ve bu insanlardan özür dileyin. Yeni bir sayfa açılsın. Siz bu ülkede işlenmiş vahşetle, kirli tarihle yüzleşmedikçe kayıplarını arayan bu insanların adalete ve hukuka hiçbir zaman inançları olmayacak. Eğer bu insanlarla barış içinde bir arada yaşamak istiyorsanız kayıpları bulup, failleri yargılamak zorundasınız” diye konuştu.
Bilicinin ardından kayıp yakınları kısa açıklamalarda bulundu. Kayıp yakınları, kayıpların bulunana ve adil bir soruşturma yöntemi ile faillerden hesap sorulmayana dek mücadele edeceklerini kaydetti. Kayıp yakınlarının konuşmaları ardından etkinlik sona erdi.