ANKARA- Hasta mahpusların serbest bırakılması ve tedavileri önündeki engellerin kaldırılması talebiyle, Türkiye'nin birçok yerinden gelen insan hakları savunucuları ve hasta mahpus yakınları Meclis'e yürüdü. Meclis önünde bir açıklamada bulunan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, "Mahpusu insan saymayan zihniyet, gerek yasal düzenlemelerle gerekse de uygulamadaki keyfiyet, etik olmayan yaklaşımlar ve bürokratik engellerle özellikle hasta tutuklu ve hükümlüler için insani olmayan bir tablonun ortaya çıkmasına neden olurken, mahpuslar bir veda hakkına dahi erişemeden yaşamlarını yitirmektedir" dedi.
Hasta mahpusların serbest bırakılması ve tedavileri önündeki engellerin kaldırılması talebiyle, Türkiye'nin birçok yerinden gelen insan hakları savunucuları ve hasta mahpus yakınları, Yüksel Caddesi'nden Meclis'e kadar bir yürüyüş gerçekleştirmek istedi. Karanfil Sokak'ta çevik kuvvet polisleri tarafından önleri kesilen aileler ve insan hakları savunucuları ıslık ve sloganlarla polisin tutumunu protesto etti. Yapılan görüşmelerden sonra polis barikatı aşılarak yürüyüşe başlandı. Yürüyüşte, cezaevlerinde hastalıklardan dolayı yaşamını yitiren mahpusların isimleri ile "Ji girtiyê nexweş re azadî" yazılı büyük siyah yazılı pankart taşındı. Yine hasta mahpusların fotoğraflarının yanı sıra devletin hasta mahpuslar konusundaki tutumunu protesto eden dövizler de taşındı. Yürüyüşte sık sık, "Bijî berxwedana zindanan", "Girtiyê şoreşê rûmeta me ye", "İçerde dışarıda hücreleri parçala", "Hasta tutsaklar serbest bırakılsın", "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek", "Anaların öfkesi katilleri boğacak" sloganları atıldı.
230'u ağır 628 hasta mahpus var
Meclis'in önüne gelen ailelere HDP milletvekilleri Selma Irmak, İbrahim Binici, CHP Milletvekili Veli Ağbaba, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan ile KESK Genel Başkanı Lami Özgen de destek verdi.
Burada açıklama yapan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Türkiye cezaevlerinde tecride dayalı koşulların tutuklu ve hükümlülerin ruh ve beden bütünlüklerini tehdit ettiğini belirterek, "Mahpusu, insan saymayan zihniyet, gerek yasal düzenlemelerle gerekse de uygulamadaki keyfiyet, etik olmayan yaklaşımlar ve bürokratik engellerle özellikle hasta tutuklu ve hükümlüler için insani olmayan bir tablonun ortaya çıkmasına neden olurken, mahpuslar bir veda hakkına dahi erişemeden yaşamlarını yitirmektedir" dedi. Türkdoğan, an itibarı ile cezaevlerinde 230'u ağır olmak üzere cezaevlerinde toplam 628 hasta mahpusun bulunduğuna dikkat çekerek, infaz sistemindeki sorunlar, nedeniyle hasta mahpusların salı verilmediğini söyledi.
'14 hasta mahpus ATK'den rapor beklerken yaşamını yitirdi'
ATK tarafından yeniden rapor düzenlenmesinin sorunlara yol açacağını söyleyen Türkdoğan, "Aslında bu konudaki önemli bir sorun, mevcut kurumsal yapısı ve siyasi iktidara bağlılığı iki nedenle tarafsız davranamayan, bu nedenle de verdiği kararlarda, bilimsel ve objektif kriterlere uygun değerlendirmeler yapmayan Adli Tıp Kurumu'nun halen resmi bilirkişi konumunu sürdürüyor olmasıdır. Dolayısıyla bağımsız konumda olmadığı açıkça ortada olan ATK'nın resmi bilirkişilik uygulamasına son verilmediği sürece sorunlar devam edecektir" diye konuştu.
Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2013 yılında cezaevinde 14 hasta mahpusun ATK'den rapor beklerken yaşamını yitirdiğini söyleyen Türkdoğan, şunları söyledi: "Mevcut yasal düzenlemelerde ve uygulamada önem taşıyan diğer bir konu, 'ağırlaştırılmış müebbet' hapse mahkum edilen mahpusların, yani insani olmayan bir cezalandırma biçimi olarak ölünceye kadar cezaevinde kalacağı öngörülen mahpusların durumudur. Ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum mahpusların, 5275 Sayılı İnfaz Yasası'nın 25. Maddesinde, şartla salıverilme yasağının dışında ağır hastalık hallerinde de 'Hükümlünün cezasının infazına, hiçbir surette ara verilemez.' hükmü yer aldığı için ağır hastalık durumlarında dahi serbest bırakılmayıp, ölüme terk edilmeleri en büyük sorunlardan birisidir ve bu konuda hiçbir yasal düzenleme öngörülmemektedir."
'Lütuf değil yaşam hakkını istiyoruz
İHD olarak hasta mahpusların bırakılması için aileler ile birlikte Meclis'in önüne geldiklerini kaydeden Türkdoğan, "Kamuoyundan topladığımız bu imzalarla merhamet değil, vicdan değil, insaf değil, lütuf değil yaşam hakkını istiyoruz" dedi. Türkdoğan son olarak, "Bugüne kadar cezaevlerinde yaşamını yitiren hasta mahpuslarla ilgili olarak etkin bir soruşturma yapılarak ihmal ve sorumluluğu olanlar hakkında cezai yaptırımların uygulanmasını talep ediyoruz" ifadesini kullandı.
Toplanan imzalar yetkililere verildi
Açıklamadan sonra toplanan yaklaşık 60 bin imza ise oluşturulan iki heyet ile biri Meclis Başkanlığı'na diğeri ise Adalet Bakanlığı'na teslim edildi. Açıklamadan sonra ise aileler Meclis önünde oturma eylemin yaptıktan sonra dağıldı.