‘Gece yarısı evinden kaçırılarak katledildi, failleri nerede?’

15.11.2014

DİYARBAKIR –  İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 301’incisi gerçekleştirildi. Eylemde, 1993 yılında Şırnak’ın Cizre İlçesi Kuştepe köyünde, gece yarısı evinden kaçırılarak katledilen Abdulhekim Tanrıverdi’nin katillerinin bulunması talep edildi.

 
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 301’incisi Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Eyleme İHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra, Hollanda Sosyalist Parti Milletvekilleri, Mezopotamyada Yakınlarını kaybedenler Derneği (MEYA-DER) yöneticileri, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayanışma Derneği (Diyar TUHAD-DER) yöneticileri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, kayıp yakınları ile insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1993 yılında Şırnak’ın Cizre İlçesi Kuştepe köyünde, gece yarısı evinden kaçırılarak katledilen Abdulhekim Tanrıverdi’nin katillerinin bulunması talep edildi.
 
 Eylem öncesi kısa bir konuşma yapan İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Abdusselam İnceören, burada bulunan kayıp yakınlarının ve insan hakları savunucularının adaletin sağlanması için mücadele ettiklerine vurgu yaparak, sonuç alıncaya kadarda bu mücadelenin devam edeceğinin altını çizdi. Burada bulunan insanların kayıplarının akıbetini ortaya çıkarmak konusunda kararlı olduklarını, faillerinin bu coğrafyanın dışına çıksalar bile ve nereye giderlerse gitsinler peşlerinde olduklarını ve verdikleri mücadele ile bir gün devletin içinde kümelenmiş bu karanlık yapıları ortaya çıkaracaklarını söyledi. 
 
İnceören konuşmasında, her hafta andıkları kayıpların faillerinin meçhul olmadığını ve devletin arşivlerinde mevcut olduğunu ifade etti. İnceören “Devlet, hükümet isterse rahatlıkla failleri açığa çıkarabilir ve yargılayabilir. Ancak arşivleri açmadıkları için, kayıpların akıbeti bir şekilde gizleniyor, failleri de meçhul’muş gibi gösteriliyor. Ama aslında failler belli”diye konuştu. Kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılması ile ilgili yargı organlarına yapılan başvurular ile ilgili etkin soruşturma yada davaların yapılmaması nedeniyle zamanaşımı tehlikesinin bulunduğuna işaret eden İnceören “Biz bir gün o raflarda tozlanan dosyaları indirecez ve hesabını soracağız” diye belirtti.
 
İnceören’in konuşması ardından İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp ve Faili Meçhul Cinayetler Komisyonu Üyesi Av Abdullah Zeytun, 1993 yılında Şırnak’ın Cizre İlçesi Kuştepe köyünde, gece yarısı evinden kaçırılarak katledilen Abdulhekim Tanrıverdi’nin hikayesi paylaştı. Zeytun şunları belirtti: “Olay ile ilgili Abdulhekim Tanrıverdi’nin eşinin anlatım ve beyanlarına göre; 
 
Tanrıverdi ailesi 1993 yılının Nisan ayında, Şırnak’ın Cizre İlçesi Kuştepe köyünde bulunan evlerinde uyudukları sırada, evlerinin önüne yüzü maskeli 2 kişi gelir. Evin naylon kaplamalı penceresinin çerçevesini yırtan şahıslar, Abdulhekim Tanrıverdi’ye Kürtçe seslenerek, dışarı çıkmasını söylerler. Bu sırada bir el bombasını  evin içine doğru uzatan şahıslar, “Dışarı çıkmazsan bombayı içeri atarız”  tehtidinde bulunur. Tanrıverdi’nin “kim siniz?”  diye sorması üzerine ise, “Seni ilgilendirmez, sen dışarı çık” cevabı ile karşılaşır.
 
Önce Abdulhekim Tanrıverdi, ardından da eşi dışarı çıkar. Abdulhekim Tanrıverdi’nin eşi dışarı çıktıktan sonra yaşadıklarını şöyle anlatır: 
 
“Dışarıda gördüklerim 2 kişiydiler ve yüzlerini puşiyle kapatmışlardı. Sadece  gözleri görünüyordu. Eşimi götürürlerken eşim kendilerine “Beni nereye götürüyorsunuz” diye soruyordu. Sabahı beklemek zorunda kaldım. Daha sonra yakınlarıma haber verdim ve köyde ki herkes eşimin götürüldüğünü öğrendi. Kaynım Abdurrahman,  eşimin akibetini öğrenmek için Cizre İlçe Jandarma Karakol Komutanı Cemal Temizözün yanına gitti. Cemal Temizöz kaynıma “Kardeşinizi arayıp peşine düşmeyin, onu biz öldürdük” demiş. Kaynım bunu bana anlattı. 
 
Eşim alınıp götürüldükten yaklaşık 10-15 gün sonra 2 çoban, Cizre İlçesinden İdil ilçesine gittikleri sırada yol üzerinde bulunan Düzova Köyü yakınlarında yolun sol tarafında bulunan boş bir arazide, taşlarla üzeri örtülmüş bir ceset bulduklarını söylediler.  Bu  duyum üzerine olay yerine gittiğimizde, eşimin bedeninde yanıklar oluşmuş bulunan cesedini gördük.  Eşimin  elleri ve yüzü şişmişti.  Elleri bağlı, kafası arka kısımdan kırılmış ve tanınmayacak durumdaydı. Ancak  kıyafetlerinden tanıdım.” 
 
Yapılan konuşmaların ardından Tanrıverdi ve tüm kayıplar anısına 5 dakika oturma eylemi yapıldı.