İHD: Hasta Mahpusları serbest bırakın

15.01.2015

İnsan Hakları Derneği (İHD), cezaevlerinde hasta mahpusların yaşamını yitirmesine karşı Ankara, Diyarbakır, İstanbul, Mardin, Şırnak, İzmir, Dersim, Siirt, Batman, Adana, Mersin ve Hakkari'de yürüyüş ve basın açıklamaları düzenledi. Son bir yıl içerisinde 40'a yakın hasta mahpusun yaşamını yitirdiği belirtilen açıklamalarda, 228'i ağır olmak üzere toplam 578 hasta tutsağın tahliye edilmesi talep edildi. 

 
 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri, cezaevlerinde yaşamını yitiren hasta mahpuslara ilişkin YKM önünde bir araya gelerek, "İçerde dışarı da hücreleri parçala", "Tecrit öldürür tecritte son", "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek" sloganları eşliğinde Adalet Bakanlığı'na yürüdü. Yürüyüşe, HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan ile İHD ve TUHAD-FED üyeleri katıldı. Adalet Bakanlığı önünde basın açıklamasını okuyan İHD Genel Sekreteri Hasan Anlar, son bir yıl içerisinde 40'a yakın hasta mahpusun cezaevinde yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Anlar, İHD'ye yapılan başvurulara göre, halen cezaevlerinde tahliye edilmeyen 228'i ağır olmak üzere toplam 578 hasta mahpusun tedavi olmayı beklediğini söyledi. Cezaevlerinde hasta tutsaklara uygulanan duruma ilişkin yetkililer ile yaptıkları tüm görüşmelerin sonuçsuz kaldığını ifade eden Anlar, "Hasta mahpuslar, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve cezaevi idareleri ile cezaevi güvenlik birimlerinin bilinçli bürokratik işlemleri sonucu tedavi edilmeyerek ölüme terk edilmektedir" dedi. 
 
Anlar, hasta mahpuslara yapılan bürokrasi işkencesine Adli Tıp ve infaz savcılıklarının da ortak olduğunu kaydetti. Anlar, Adli Tıp Kurumu'nun sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi raporlarında son ve tek merci olmaktan çıktığını ifade ederek, "Cezaevinde kalabilir" şeklinde hasta mahpuslara verdiği raporlarında daha sonra tutsakların bir bir yaşamını yitirmesine neden olduğuna dikkat çekti. Anlar, şunları kaydetti: "Hasta mahpusların tedavi olmak için infazlarına ara verilmesi durumu bir sağlık ve yaşam sorunudur. Bu sorunu kamu güvenliğine indirgemek sağlık hakkına ve yaşam hakkına açık bir saldırıdır. Bu durum bir insanın sağlık hakkından mahrum bırakılarak işkence ile yaşamına son verme halidir." 
 
'Hak ihlalleri Cumhuriyet döneminde beri devam ediyor' 
 
HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan ise, Türkiye'de en yoğun hak ihlallerinin yaşandığı yerlerden bir tanesi cezaevlerinin olduğuna söyleyerek, yaşanan hak ihlallerinin yeni olmadığını aktardı. Aydoğan, cezaevlerinde bu uygulamaların Cumhuriyet döneminden bu yana bir devlet politikası olarak uygulandığını ifade etti. Adalet Bakanlığı'na seslenen Aydoğan, "Bu raporları veren Adli Tıp Kurumu'nda çalışan hekimlere yaşamını yitirmesine 15 gün kala bir tutsağa nasıl cezaevinde kalabileceği raporu veriyor sorusunu sormalıdır" şeklinde konuştu. Aydoğan, Adalet Bakanlığı'na bir an önce yasal düzenlemelerin yapılmasını talep ederek, hasta tutsakların serbest bırakılması çağrısında bulundu. 
 
'Son bir yıl içinde 40'a yakın hasta mahpus yaşamını yitirdi 
 
İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu üyeleri, son zamanlarda artan hasta mahpus ölümlerine dikkat çekmek amacıyla Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. "Tecrit öldürüyor, F Tipi hapishaneler kapatılsın" , "Hapishanelerde ölüm istemiyoruz, hasta tutuklular serbest bırakılsın" pankartının açıldığı ve "ATK elini mahpuslardan çek" ve "Susma suça ortak olma" sloganlarının atıldığı eyleme HDP Van Milletvekili Özdal Üçer de destek verdi. Eylemde konuşan HDP Van Milletvekili Özdal Üçer,Türkiye' de birçok alanda hak ihlallerinin olduğunu ve özellikle cezaevlerinde siyasi tutsaklar üzerinde yürütülen politikalarla ciddi hak ihlallerinin yaşandığını söyledi. İHD yöneticilerinden Hatice Kalpaklı ise, son bir yıl içerisinde 40' a yakın hasta tutsağın cezaevlerinde yaşamını yitirdiğini ve son 15 gün içerisinde ise Mehmet Canpolat, Lütfü Taş, Abdulmecit Aslan ve Haşem Arduçlu' nun yaşamını yitirdiğini hatırlattı. 
 
'Biz buralara zulüm sarayları diyoruz'
 
İHD Diyarbakır Şubesi de, adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Grup, "Cezaevlerinde yüzlerce hasta mahpus var. Ölüyorlar, daha ne kadar sessiz kalacaksınız? - Susma, suça ortak olma! Hasta mahpuslara özgürlük" yazılı pankart açtı. Burada konuşan İHD Şube Başkanı Raci Bilici, Adalet Sarayları'ndan adalettin hiçbir zaman çıkmadığını belirterek, "Biz buralara zulüm sarayları diyoruz. Çünkü bu saraylarda, cezaevlerinde bulunan hasta tutsakların durumuna burada karar veriliyor. Burada cezaevinde kalmasını sağlıyorlar" diye konuştu. 
 
Mardin ve Siirt'te gerginlik
 
İHD Mardin Şubesi üyeleri de, adliye binası önünde basın açıklaması yaptı. Adliye çevresinde polis ablukası dikkat çekerken, grup ile polisler arasında açıklamanın yapılacağı yer konusunda kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Gerginliğin yaşanması üzerine İHD Mardin Şube Başkanı Erdal Kuzu, "İşte görüyorsunuz herkesi ilgilendiren bir basın açıklamasına bile tahammül edemeyen güçler, bizleri engelleyerek açıklamanın yapılmasını istememektedirler. Ama bizler yapılan bu haksızlıklara ve ölümlere asla sessiz kalmayacağız" dedi.
 
İHD Siirt Şubesi ise, Siirt Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Adliye çevresi polis tarafından ablukaya alınırken, İHD'lilerle polis arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. 
 
Aynı konuya ilişkin İHD İzmir Şubesi, Özgürlükçü Hukukçular Derneği ve Çağdaş Hukukçular Derneği ile TAY-DER Şubesi, adliye önünde; İHD Hakkari Şubesi belediye binası önünde, İHD Şırnak, Batman, Adana, Dersim ve Mersin şubeleri de, adliye binaları önünde basın açıklamaları yaptı.