DİYARBAKIR- İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 319’uncusu gerçekleştirildi. Eylemde, 1992 yılında Şırnak, Mardin kentleri ve bu kentlere bağlı ilçelerde kutlanan Newroz etkinliklerinde, polis ve asker müdahalesi sonucu katledilen siviller yurttaşlar anıldı. Eylemde yapılan açıklamada, bu güne değin olaylar ile ilgili etkin bir soruşturmanın yapılmadığı belirtilerek faillerin bulunup yargılanması talep edildi.
İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 319’uncusu Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Üzerinde kayıpların fotoğraflarının bulunduğu ve “Onlar bir gece ansızın evlerinden alındılar ve bir daha geri dönmediler” yazılı dev pankartın açıldığı eyleme, İHD Diyarbakır Şubesi yöneticileri ile kayıp yakınları katıldı. Eylemde, 1992 yılında Şırnak, Mardin kentleri ve bu kentlere bağlı ilçelerde kutlanan Newroz etkinliklerinde, polis ve asker müdahalesi sonucu katledilen siviller yurttaşlar anıldı.
Oturma eyleminde açıklamayı okuyan İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp ve Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Üyesi Av Abdullah Zeytun, oturma eyleminin gerçekleştirdikleri sırada gün içersinde Diyarbakır’da kutlanan Newroz etkinliğinin önemine değindi. Zeytun, “2013 yılında Amed’de kutlanan Newroz etkinliği, PKK Lideri Sayın Abdullah Öcalan’ın 2013 yılında verdiği çözüm ve demokratikleşme mesajlarıyla etkinliğin barışçıl anlamını pekiştirmiş, başta Kürt ve Türk halkı olmak üzere ülkemizde yaşayan halklarda çatışmalı sürecin sona ereceği umudunu yaratmıştır. Bu gün Amed’te gerçekleşen Newroz kutlaması, yine tarihi bir gün yaşıyor” diye konuştu.
90’lı yıllarda yoğunca yaşam hakkı ihlalleri meydana geldiğini kaydeden Zeytun, Kürdistan’da kutlanmak istenen Newroz etkinliklerine yönelik müdahalelerin de, Türkiye’nin ağır hak ihlalleri tablosu içerisindeki yerini aldığını belirtti. Kutlamalara yönelik baskıcı, tehtidkar tutum ve yine devlet güdümlü karanlık yapıların provakatif girişimleriyle sabote edilmeye çalışıldığını ve ‘güvenlik güçlerinin’ müdahalesi sonucu sivil yurttaşlar gerçek mermilerle vurularak ya da panzer altında ezilerek katledildiğini belirten Zeyutn “1992 yılında Newroz etkinliklerine yönelik saldırılar, hala hafızalarımızda canlı olarak durmaktadır” dedi.
Newroz olaylarından Şırnak, Mardin ve bu illere bağlı ilçelerde meydana gelen müdahalelerde onlarca yurttaşın yaşamını yitirdiğini, yüzlercesinin ağır yaralandığını belirten Zeytun “Şırnak Kent Merkezi ve Cizre'de ise yapılan yürüyüş ve meydandaki kutlamalara katılan kitleye otomatik silahlarla açıl açıldı. Şırnak kent merkezinde ise aralarında 5 yaşındaki Hatice Katar, 9 yaşındaki Mehdi Güngen, 65 yaşındaki Nebahat Kakuç ile 70 yaşındaki Ramazan Bayer ve Halil Babek isimli yurttaşlarında bulunduğu çok sayıda kişi asker, özel tim ve polislerin silahlı müdahalesi sonucu yaşamını yitirdi. 23 Mart'a kadar süren olaylarda resmi devlet kayıtlarına göre biri gazeteci olmak üzere 57 kişinin öldürülerek yaşam hakkının ihlal edilmiştir. Ancak bu sayının daha fazla olduğu iddia edilmektedir. 22 Mart sabahı ise Nusaybin'de yaşayan yurttaşlar, sivil insanların katliamına yol açan polis, asker müdahalesini ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin'in teşekkür açıklamasını protesto etmek amacıyla binlerce kişiye yönelik gerçekleşen müdahalede, resmi rakamlara göre biri kadın 16 yurttaş yaşamını yitirirken, 106 kişi kalıcı fiziksel mağduriyete yol açacak şekilde yaralanmıştır” diye belirtti.
Türkiye ve Kürdistan’ın yakın tarihinde işlenmiş ve hakikate erdirilmeyi bekleyen insanlık suçlarının, gerçek, adil ve insancıl hukuka dayanan bir anlayış ve yargılamalarla bu güne dek aydınlatıldığına şahit olmadıklarını belirten Zeytun “Bunun bir sonucu olarak, bu ülkede yaşayan halklar, muhalif kesimler ve kimlikler, sürekli bir katliam, baskı ve tehdit altında yaşamak zorunda kalmıştır. En açık örneğine 2011 yılında Roboski’de, devlete ait savaş uçakları tarafından 34 yurttaşın yaşam hakkının ihlal edilmesiyle bir kez daha acı bir şekilde tanık olduk.” diye konuştu.
Geçmişle yüzleşmenin bu ülkede yaşayan halkların katliam tehdidi olmaksızın özgür, demokratik bir hayat sürmesinin koşullarının oluşturacağının altını önemle çizdiklerini belirtin Zeytun, “İnsan hakları savunucuları ve kayıp yakınları olarak, adalet talebiyle her hafta kesintisiz sürdürdüğümüz oturma eyleminin 319. haftasına ulaşırken, bir kez daha “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” diyoruz” diye belirtti.
Açıklamanın ardından, 1992 yılında Newroz kutlamalarında yaşamını yitiren yurttaşlar ve tüm kayıplar anısına 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.