DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 2015 yılının ilk 3 ayında yaşanan hak ihlallerine ilişkin raporunu kamuoyu ile paylaştı. 3 bin 711 hak ihlali yaşandığına yer verilen rapora ilişkin açıklamada bulunan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, “Türkiye ve Kürdistan’da yaşayan halklarda büyük umutlar yaratan bu süreç, siyasal iktidarın adım atma konusunda ayak direten politikaları nedeniyle maalesef ilerleme sağlayamamaktadır. Süreç başladığı andan itibaren toplumsal kesimlerde oluşan beklentinin taşıdığı pozitif enerji, giderek yerini karamsarlığa ve kaygıya bırakmaktadır” diye belirtti.
İHD Diyarbakır Şubesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 2015 yılının ilk 3 ayında yaşanan hak ihlallerine ilişkin raporunu kamuoyu ile paylaştı. Rapor şube binasında yapılan basın toplantısıyla açıklandı. Toplantıya İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, İHD MYK üyesi ve Doğu-Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi Abdulsselam İnceören, İHD MYM Üyesi Şevket Akdemir ile Diyarbakır Şube yöneticileri Gülistan Yalçındağ Gencel, Av Muhterem Süren ve Emin Ermin katıldı. Hazırlanan basın metnini okuyan Bilici, 2 yıldır çatışmalı ortamın sona erdirilmesine yönelik bir sürecin yaşandığını ifade ederek, siyasal iktidarın adım atma konusunda ayak direten politikaları nedeniyle ilerleme sağlanamadığını belirtti.
‘Cizre ve Ağrı olayları, sürecin samimiyetini test eder niteliktedir’
Süreç başladığı andan itibaren toplumsal kesimlerde oluşan beklentinin taşıdığı pozitif enerjinin, yerini karamsarlığa ve kaygıya bıraktığını ifade eden Bilici “Yılbaşında Şırnak’ın Cizre İlçesi’nde ve geçtiğimiz günlerde Ağrı’nın Diyadin ilçesi kırsalında meydana gelen olaylar gibi, iki yıllık süreç içerisinde yaşanan olaylar ve yaşam hakkı ihlalleri, sürecin samimiyet ile ilgili yanını test eder niteliktedir” diye belirtti.
‘Yasal değişiklik polis devletinin bir tezahürü’
Yaşam hakkı ihlallerinin 2015 yılının ilk 3 ayında da hızından hiçbir şey kaybetmeden devam ettiğini kaydeden Bilici, güvenlik paketinin mecliste yasalaştığını hatırlatarak “Güvenlik güçlerine ve yereldeki mülki amirlere geniş yetkiler tanıyan ve TBMM’de görüşülen yasa tasarısının büyük bir bölümü, demokratik kamuoyunun muhalefetine rağmen bildiğiniz gibi kısa bir süre önce yasalaştı. Polis devletinin bir tezahürü olan bu yasal değişiklik, daha şimdiden insan hakları ihlallerinde artış meydana getirmiştir. Bizler, bu yasal değişiklikle birlikte hak ihlallerinin artarak devam edeceği kaygısını taşımaktayız” dedi.
‘Toplumsal gösterilere karşı büyük bir baskı var’
3 ayda 31 toplumsal gösteriye müdahale edildiğini dile getiren Bilici, bölge kentlerinde toplumsal gösterilere karşı büyük bir baskı ve tahammülsüzlükle yaklaşıldığını belirtti. Bilici “Öyle ki daha gösteriler düzenlenmeden, ‘gösteriye katılacakları ve olay çıkarabilecekleri’ şüphesiyle yurttaşların evlerine baskınlar düzenlenmekte ve gözaltına alınmaktadırlar. Yine 3 ay içerisinde, çoğunluğu gösterilere katıldıkları gerekçesiyle, 180’i çocuk 862 kişi gözaltına alınmış, 12’si çocuk 147 kişi tutuklanmıştır” diye belirtti. Bölgede kişi güvenliği ve özgürlüğünün büyük oranda tehdit edildiğini söyleyen Bilici “Raporumuzda yer alan bu veriler, güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanımına başvurduğunu ve yasaların tanıdığı yetkileri aştığını ortaya koymaktadır” dedi.
‘Sayın Öcalan’ın tutulduğu koşullar tecrit ortamıdır’
Türkiye’deki infaz rejiminin, evrensel hukuk değerlerinin uzağında kalmasının, cezaevlerinde yoğun hak ihalelerine neden olduğunu belirten Bilici, cezaevlerinde pek çok ihlalin yanı sıra sağlık hakkı ihlallerinin ölümcül sonuçlar yarattığını kaydetti. Bilici “Derneğimizin güncel verilerine göre, hapishanelerde 247’si ağır 649 hasta mahpus bulunmaktadır” diye belirtti.
İmralı Cezaevinde bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a, çözüm süreci nedeniyle bir takım yaşamsal kolaylıklar tanındığını söyleyen Bilici, “Ancak bilinmelidir ki; avukat ve aile görüşmelerini yapamaması, diğer mahpuslar gibi iletişim hakkını kullanamaması, sağlık açısından verimli bir ortamda bulunmaması bakımından içerisinde tutulduğu koşullar bir tecrit ortamıdır. Hem birey olarak sahip olması gereken hakları, hem de çözüm sürecinin önemli bir aktörü olması nedeniyle, içinde bulunduğu tecrit koşullarına son verilmelidir” dedi.
‘Kadınlara ve çocuklara yönelik ihlaller arttı’
Kadına ve çocuğa yönelik şiddetin artarak devam ettiğini kaydeden Bilici, cinsiyet eşitsizliği ve sosyal politika yoksunluğuna dikkat çekti. Yasa yapıcı mekanizmaları yapıcı politikalar üretmeye devam eden Bilici, konu ile ilgili çalışmalar yapan sivil toplum örgütleri ile işbirliğine yapılması gerektiğini belirtti.
Yılın ilk 3 ayında çocuklara yönelik önemli oranda hak ihlallerinin meydana geldiğini ifade eden Bilici, çocukların şiddet ve cinsel istismara maruz kaldığını, fişlendiğini, yine toplumsal gösterilerde kolluk kuvvetlerinin şiddetine maruz kalarak, kurşunlarına hedef olduğunu kaydetti.
Bilici’nin ardından İHD MYK üyesi ve Doğu-Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi Abdulsselam İnceören, raporda yer alan hak ihlalleri verilerini paylaştı.
Raporda yer alan bazı ihlal verileri şöyle:
*Polis ve jandarma tarafından öldürülen ve yaralananlar: 6 Ölü, 6 Yaralı
*Köy korucuları tarafından öldürülen ve yaralananlar: 2 yaralı
*Resmi hata ve ihmal sonucu ölüm/yaralanmalar: 3 ölü, 1 yaralı
*Kadın intiharları: 13 intihar, 3 teşebbüs
*Çocuk intiharları: 11 intihar
*Şüpheli Polis/Asker ölümleri: 8 Ölü, 1 yaralı
*Gözaltına alınanlar: 180’i çocuk 862 kişi
*Tutuklananlar: 12’si çocuk 147 kişi
*İşkence ve kötü muamele: 70
*Toplumsal olaylara müdahale: 27 yaralanma/darp
*Soruşturma, dava ve cezalara maruz kalan kişi sayısı: 288
*Cezaevlerinde yaşanan ihlaller: 154
*Ekonomik ve sosyal haklara yönelik ihlaller: 312
*Toplam İhlal sayısı: 3711