DİYARBAKIR- İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 329’uncusu gerçekleştirildi. Eylemde, 1994 yılında Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Güzel ağaç köyünde, özel harekat timlerinin gerçekleştirdiği ev baskınında taranarak katledilen Mümine ve Tayyibe Sincar kardeşlerin faillerinin cezalandırılması talep edildi.
İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 329’uncusu Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1994 yılında Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Güzel ağaç köyünde, özel harekat timlerinin gerçekleştirdiği ev baskınında taranarak katledilen Mümine ve Tayyibe Sincar kardeşlerin faillerinin cezalandırılması talep edildi.
‘Kayıp yakınları sonuç alıncaya dek ellerini yakalarından çekmeyecek’
Eylem öncesi bir konuşmada bulunan İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp ve Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Üyesi Av Abdullah Zeytun, aradan geçen on yıllara rağmen kayıp yakınlarının, hesap sormak için devletin ve iktidarın yakasından ellerini çekmediklerini ve sonuç alıncaya dek çekmeyeceklerini söyledi. İnsani ve hukuk bir talebi dillendiren kayıp yakınlarına hükümetlerin adım atma konusunda duyarsız olduğunu ifade eden Zeytun, kayıpların faillerinin gizlenerek, korunarak ödüllendirildiğini ifade etti. Zeytun, kayıp yakınlarının talebinin karşılık bulması için devlet ve hükümet yetkililerini çağrıda bulundu.
‘Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hükümet nefret içeren ayrıştırıcı bir dil kullanıyor’
7 Haziran’da gerçekleşecek olan genel seçimler için güvenlik zafiyetinin bulunduğunu belirten Zeytun, Şırnak’ın İdil ilçesinde HDP ve Hüda-Par taraftarları arasında çıkan gerginlik sonucu 2 kişinin yaşamını yitirdiği olaya dikkat çekti. Bu tür olayları provakasyon olarak niteleyen Zeytun, olayların ortaya çıkmasındaki nedenin Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hükümet yetkililerinin kullandığı nefret içeren ve ayrıştırıcı usluptan kaynaklandığını belirtti. Hükümetin yaşanan olaylarda ilişkin müdahaleci davranmadığını ve sağduyulu bir tutum göstermediğini ifade eden Zeytun “ İktidarın önlemeye ve vatandaşlarını korumaya yükümlü olduğu hiçbir sorumluluğu yerine getirmediği görülmektedir. Kullanılan dil bir seçim kazandırabilir, ancak halklar arasındaki dayanışmayı zedelemektedir. Biz buradan nefret içeren ve ayrıştırıcı bir dil kullanılmasından vazgeçilmesi çağrısında bulunuyoruz” diye konuştu.
Ev baskınında Sincar kardeşler infaz edildi
Zeytun’un ardından İHD Diyarbakır Şube yöneticisi Av Mahsun Kaya, 1994 yılında Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Güzel ağaç köyünde, özel harekat timlerinin gerçekleştirdiği ev baskınında taranarak katledilen Mümine ve Tayyibe Sincar kardeşlerin hikayesini anlattı. Kaya şunları belirtti: Konu ile ilgili 15 Ağustos 1994 tarihli Özgür Ülke gazetesine röportaj veren Anne Türkiye Sincar’ın anlatımları şu şekilde:
“27 Haziran 1994 tarihinde PKK gerillalarının Ömerli İlçesinde kamu binalarına yönelik silahlı saldırısından sonra, operasyona çıkan Özel Harekat Timleri evimize baskın yaptılar. Kızımla birlikte damda yatıyorduk. Baskın kızım Tayyibe’ye yönelik yapılmıştı. Silahlarını, kızım Tayyibe’ye doğrulttular. O sırada diğer kızım Mümine ablasının üzerine kapandı. Özel Harekat polisleri ateş edip iki kızımı da öldürdüler.
‘Olay yerinde 36 adet M-16 kovanı tespit edildi’
Olaydan sonra askerler, köyümüze gelip cenazeleri gömmek istedi. Ancak izin vermedik. Olay yerine savcı istedik. Ömerli ilçesinden savcı geldi. 36 tane M-16 kovanı tespit edildi. Tüm ısrarlarımıza rağmen savcı otopsi yaptırmadı. Askerler aynı gün köy muhtarımız Mehdi Aksoy’u gözaltına alıp, 30 saat sorguladıktan sonra serbest bıraktılar. Köyümüze gelen askerlerin başındaki komutan ‘Eğer koruculuğu kabul etseydiniz, başınıza bunlar gelmezdi’ dedi.
Ömerli Savcılığına Özel Harekat Polisleri hakkında suç duyurusunda bulunduk. Ancak tüm uğraşlarımıza rağmen sonuç alamadık. Kızlarım itirafçı ve ihbarcıların asılsız suçlamaları sonucu öldürüldü.”
Yapılan konuşmaların ardından Sincar kardeşler ve tüm kayıplar anısına 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.