Bilici: Başarı yüzlerce insanı diri diri yakmaksa, evet başardınız!

13.02.2016

DİYARBAKIR- İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 366’ncısı gerçekleştirildi. Eylemde, 1994 yılında Diyarbakır’ın Kocaköy ilçesi Şahlat Köyünde askerlerce gözaltına alınan ve kendilerinden bir daha haber alınamayan Salih Çalık ve Sinan Fidan’ın akıbeti soruldu. 

 
İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 366’ncısı, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıp fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları, Barış Anneleri Meclisi üyeleri ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1994 yılında Diyarbakır’ın Kocaköy ilçesi Şahlat Köyünde askerlerce gözaltına alınan ve kendilerinden bir daha haber alınamayan Salih Çalık ve Sinan Fidan’ın akıbeti soruldu.
 
Oturma eylemi öncesi konuşan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, gözaltında ve gözaltı dışında zorla kaybetmeler ve ‘faili’ meçhul siyasi cinayetlerle ilgili devlete yüzleşme çağrısı yaptı. Bilici “Bir yerlerde gerçekler açığa çıkmadığında, bir barış sağlanmadığında hiçbir şeyin olağan olması beklenemez. Kayıp olayları ve cinayetlerle ilgili, tetiği çeken ve bunu organize edenlerin yargı karşısına çıkacağını çok iyi biliyoruz. Dünyada bunun onlarca örneği vardır. Hakikatleri araştırma komisyonları kurulur ve her şey aydınlatılır. Bir gün Türkiye ve Kürdistan içinde bu böyle olacak. İnsanlık ve adalet bunu gerektirir” diye konuştu.   
 
‘Başarı yüzlerce insanı diri diri yakmaksa, evet başardınız!’
 
Cizre ve Sur’da ilan edilen sokağa çıkma yasağı ve operasyonel faaliyetler sırasında meydana gelen yaşam hakkı ihlallerini yakından takip ettiklerini belirten Bilici, İç işleri Bakanı Efkan Ala tarafından ‘Cizre deki operasyon tamamlandı’ açıklamasını sert bir dille eleştirdi. Hükümetin sokağa çıkma yasakları ile çözümü zorlaştırdığını belirten Bilici “İç işleri Bakanı ve Başbakana gerek raporlarla ve gerekse yüzyüze görüşmelerimizle buralardaki durumu anlattık. Eğer başarı bir kentin tamamını yıkmaksa, evet başardınız. Binlerce insanı kendi yurtlarından kovduysanız, büyük başarıdır. Cizre’de yüzlerce insanı diri diri yakmaksa, evet bu büyük bir başarıdır. İşte Sayın Numan Kurtulmuş, çıkıp bütün evleri onaracağız diyor. İnsanların evini niye yıkıyorsunuz, niye onarıyorsunuz?” dedi. 
 
‘Katliamlar karşısında sessiz kalanlar, bir gün gelecek yüzleşeceksiniz’
 
Biz Cizre’deki bütün gelişmeleri her dakika hükümete, devletlerin büyükelçilerine ve uluslar arası insan hakları kuruluşlarına bildiriyoruz. Bütün dünya Cizre’yi biliyor. Bütün Avrupa ve devletler, kendi çıkarları için sessiz kalıyor. Türkiye Cumhuriyeti, mülteci şantajını kullanıyor. Şu an da sessiz kalıyorlar. İnsan hakları örgütleri, bahsettikleri ve sahip çıkacağız dedikleri başta yaşam hakkı, temel haklar ve insancıl hukuk konusunda, kendi ülkelerinin çıkarları için, bu katliamlar karşısında sessiz kalıyorlar. Ama bir gün gelecek, yüzleşecekler.
 
“Devlet hukuk dışına çıkma kararı almış” tespitinde bulunan Bilici, devlete sorunun çözümü konusunda demokratik kanalları açma çağrısında bulundu. Bilici  “Bu yöntemler asla sonuç almayacaktır. Sonuç masadır, diyalogtur, demokratik yol ve yöntemlerdir. Muhataplar bellidir. Sayın Öcalan üzerindeki tecriti kaldırın ve demokratik yolların önünü açın” diye konuştu. 
 
Bilici’nin ardından İHD Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören, 1994 yılında Diyarbakır’ın Kocaköy ilçesi Şahlat Köyünde askerlerce gözaltına alınan ve kendilerinden bir daha haber alınamayan Salih Çalık ve Sinan Fidan’ın hikayesini anlattı. İnceören şunları belirtti: “Şahlat köyü askerler tarafından yakıldığı için Çalık ailesi Diyarbakır Merkezine göç etmişti. Ancak Salih Çalık işçi olduğu için köye çalışmaya gidip gelmeye devam ediyordu. Olay günü Salih yine köye çalışmaya gitmişti. Köyde de bir askeri operasyon başlamıştı.
 
Askerler köyü uzun namlulu silahlarla taradılar: 2 ölü, 1 yaralı
 
Operasyon sırasında Askerler köylüleri uzun namlulu silahlarla taradılar, tarama sırasında 2 köylü yaşamını yitirdi. Olayda Salih Çalık da ayağından yaralanmıştı. Yaralı olduğu için köyden çıkamayınca Süleyman Muntaş’ın evine sığınmıştı. Ancak askerler kaldığı evi tespit ederek, eve baskın düzenledi. Yapılan baskın sonucunda ev sahibi Süleyman Muntaş, yaralı Salih Çalık ve Çalık’ı tedavi etmek için evde bulunan Sinan Fidan, askerler tarafından gözaltına alındı. Ev sahibi Süleyman Muntaş, 25 gün sonra serbest bırakıldı. Salih ve Sinan ise gözaltında tutulmaya devam ettiler. Serbest bırakılan Süleyman Muntaş, yalnızca 2 gün Salih ve Sinan ile birlikte gözaltında tutulduklarını, sonrasında ikisini onun yanından ayırdıklarını anlatıyor. 
 
Savcı: Şahısları biz almadık, gidin PKK’den sorun!
 
Salih Çalık ve Sinan Fidan’ın akıbeti konusunda bir bilgiye ulaşamayan aileleri, Diyarbakır DGM Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdular. Salih Çalık’ın annesi, savcıya iki kişinin Süleyman Muntaş’ın evinden askerler tarafından gözaltına alındığını, Muntaş’ın da buna şahit olduğunu anlattı. Ancak Savcı dilekçeyi aileye iade ederek, “Bu şahısları biz almadık, gidin PKK’den sorun” diyerek ailelerin talebini geri çevirdi. O tarihten itibaren Salih Çalık ve Sinan Fidan’dan bir daha haber alınamadı”
 
Yapılan konuşmaların ardından kaybedilenler anısına beş dakikalık oturma eylemi yapıldı.