DİYARBAKIR- İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 369’uncusu gerçekleştirildi. Eylemde, Sur ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında yaşamını yitiren ve cenazeleri yakınlarına verilmeyen yurttaşların aileleri, cenazelerin kendilerine teslim edilmesini ve ilçedeki ablukaya son verilmesini talep etti.
İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 369’uncusu, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıp ve sokağa çıkma yasağı sırasında Sur ilçesinde yaşamını yitiren ve cenazeleri yakınlarına verilmeyen yurttaşların fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, KESK Şubeler Platformu Diyarbakır Şubesine bağlı kadınlar ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, Sur ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında yaşamını yitiren ve cenazeleri yakınlarına verilmeyen yurttaşların aileleri, cenazelerin kendilerine teslim edilmesini ve ilçedeki ablukaya son verilmesini talep etti.
Failler korunuyor
Oturma eylemi öncesi konuşan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, devlet organizasyonu ile faillerine özel savaş görevi verildiğini belirtti. Devletin faillere yönelik tutumunun değişmediğini söyleyen Bilici, faillerin ödüllendirildiğini ve işledikleri suçlarla ilgili yasal olarak korunduklarını belirtti. Milli Savunma Bakanlığı’nın askerlere ilişkin soruşturmaların Başbakanlığın izniyle açılmasını sağlayan yasa çıkarma çalışmaların eleştirdi.
Anaakım medya çocuğumu terörist olarak gösterdi
Bilici’nin ardından Sur ilçesinde 2 ay önce sokağa çıkma yasağı sırasında vurularak yaşamını yitiren Rozerin Çukur (17) isimli çocuğun babası Mustafa Çukur, eylemde ana akım medyanın eyleme ilgi göstermemesinin eleştirerek, “Bu alanda bulunan basın mensuplarının haber anlayışını tebrik ediyorum ve ayrıca teşekkür ediyorum. Benim çocuğum ana akım medyada terörist olarak gösterildi. Onun kalemi, defteri vardı yanında. Öyle gitti Sur’a. Fotoğraf makinası vardı. Fotoğraf tutkunuydu.” diye konuştu.
Ablukayı kaldırın, cenazelerimizi verin
Yaklaşık 2 aydır çocuklarının cenazesini alamayan ailelerin oturma eyleminde bulunduklarını ve bu süre içersinde annelerin psikolojik sorunlar yaşamaya başladığını söyleyen Çukur, devletin bir an önce ablukaya son vermesi ve çocuklarının cenazelerini kendilerine teslim etmelerini istedi. Çocuklarını örf ve geleneklere göre defin etmek istediklerini söylediler.
‘Direniş giyiniyoruz, isyan kuşanıyoruz’
Çukur’un ardından KESK Şubeler Platformu Diyarbakır Şubesi adına hazırlanan basın metni, SES Diyarbakır Şube Kadın Sekreteri Fatma Yıldızhan tarafından okundu. Kadınların bedenleri üzerinden teşhir edildiğini belirten Yıldızhan, geride kalan kadınların ise korkutulmaya ve sindirilmeye çalışıldığını söyledi. Sur’da cenazesini alamayan annelerin eylemlerini sürdürdüklerine dikkat çeken Yıldızhan, iktidarın zalimleştiği ve annelerin acısını katmerleştirdiği kaydetti. Kadına yönelik tüm yönelimlere ‘direniş giyiniyoruz, isyan kuşanıyoruz’ diyen Yıldızhan, mücadeleyi yükseltmek için tüm kadınları alanlara davet ettiklerini belirtti.