DİYARBAKIR- İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 373’üncüsü gerçekleştirildi. Eylemde, 1994 yılında Dersim’in Hozat ilçesi Taşıtlı köyünde bulunan evine yapılan asker baskınında, düzenlenecek operasyonda kendilerine klavuzluk etmesi bahanesiye alıkonulan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Nazım Gülmez’in akıbeti soruldu.
İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 373’üncüsü Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıp ve sokağa çıkma yasağı sırasında Sur ilçesinde yaşamını yitiren ve cenazeleri yakınlarına verilmeyen yurttaşların fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1994 yılında Dersim’in Hozat ilçesi Taşıtlı köyünde bulunan evine yapılan asker baskınında, düzenlenen operasyonda kendilerine klavuzluk etmesi bahanesiye alıkonulan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Nazım Gülmez’in akıbeti soruldu.
Oturma eylemi öncesi konuşan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, kayıp yakınları olarak haklı bir mücadele verdiklerini söyledi. Kayıpların ve faili meçhul cinayete kurban gidenlerin hesabının, gün gelecek hem tetiği çekenlerden hem de siyasi sorumlularından sorulacağının söyleyen Bilici, “Yargı karşısına çıkacaklar ve yargılanacaklar. Ölmüşlerse bile gıyabında hesabı sorulacak” diye konuştu.
‘Etkisiz hale getirdik, öldürdük’ sözcüklerini yerine hak ve özgürlük sözcükleri kullanılmalı’
Son günlerde artan şiddet olayları ve çatışmaların yaygınlaştığına dikkate çeken Bilici, şiddet, çatışma ve imha içerikli hiçbir eylemi doğru bulmadıklarını söyledi. Sorunun çözümünü zorlaştıran ve ayrışmayı derinleştiren politikalarla karşı karşıya bulunduklarını söyleyen Bilici, Başbakan Davutoğlu’nun dün Diyarbakır ziyareti sırasında yaptığı konuşmayı eleştirdi. Bilici, “Bu ülkenin Başbakanı Diyarbakır’a Sur’a gelerek aynı nakaratı tekrar etti. ‘Biz köklerini kazayacağız. Biz biterecez. Biz yok edecez.’ Bu anlayış ve yöntem defalarca denendi, ama sonuç çıkmadı. Tam da bu noktada biz şu çağrıda bulunuyoruz. Artık ölümler olmasın diye, her taraftanda kimse ölmesin diye, ‘etkisiz hale getirdik, öldürdük’ sözcüklerini kaldırarak ve yerine hak temelli,özgürlük temelli sözcükler ve cümleler kullanmak gerekir. Demokratik yol ve yöntemler geliştirilmeli. Sorunun çözüm masadır, müzakerelerdir. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmalı. Küçük hesaplardan vazgeçilmeli. Başka bir çözüm olması mümkün değildir.” diye konuştu.
Operasyonda klavuzluk bahanesiyle alıkonuldu ve zorla kaybedildi
Bilici’nin ardından İHD Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Üyesi Emin Ermin, 1994 yılında Dersim’in Hozat ilçesi Taşıtlı köyünde bulunan evine yapılan asker baskınında, düzenlenecek operasyonda kendilerine klavuzluk etmesi bahanesiye alıkonulan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Nazım Gülmez’in hikâyesini anlattı. Ermin, şunları belirtti: “Dersim'in Hozat ilçesi Taşıtlı köyünde yaşayan 61 yaşındaki Nazım Gülmez’in evi 14 Ekim 1994 günü sabah 09.30 sıralarında Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerler tarafından sarıldı. Operasyona çıkan askerler arazide kendilerine kılavuzluk etmesini söyleyerek Gülmez'i zorla götürdü. Olay, köy muhtarı ve bütün köylülerin gözü önünde gerçekleşti. Nazım Gülmez’den bir daha haber alınamadı. Nazım Gülmez’i arayan eşine yetkililerin yanıtı ‘Askerler almış, sonra Tunceli merkeze götürüp bırakmış’ oldu.”
Yapılan konuşmaların ardından, tüm kayıplar anısına beş dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.