DİYARBAKIR- İHD ve Kayıp yakınları tarafından “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlenen oturma eylemlerinin 422’ncisi gerçekleştirildi. Eylemde, 1994 yılında İstanbul’da hakkında giyabi tutuklama kararı verilen ve 20 Şubat 1995 tarihinden bu yana kendisinden bir daha haber alınamayan Rıdvan Karakoç’un akıbeti soruldu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 422’ncisi, İHD Diyarbakır Şube binasında gerçekleştirildi. 2009 yılından bu yana her hafta Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirilen eylem, Diyarbakır Valiliği’nin kentteki eylemleri ikinci bir duyuruya kadar yasaklaması nedeniyle 29 haftadır şube binasında gerçekleştiriliyor. Kayıp fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1994 yılında İstanbul’da hakkında giyabi tutuklama kararı verilen ve 20 Şubat 1995 tarihinden bu yana kendisinden bir daha haber alınamayan Rıdvan Karakoç’un akıbeti soruldu.
Oturma eylemi öncesi konuşan İHD Diyarbakır Şube Kayıp Komisyonu Üyesi Adnan Örhan, adaletin sağlanması için kayıpların akıbetini sormaya devam edeceklerini belirterek, faillerin mutlaka yargılanması gerektiğini söyledi. Bunun içinde hakikatlerin araştırılmasına dair bir komisyonun kurulmasını savunduklarını ifade ederek, devletin kayıplar gerçeğiyle yüzleşmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Konuşması ardından İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi Emin Ermin, 1994 yılında İstanbul’da hakkında giyabi tutuklama kararı verilen ve 20 Şubat 1995 tarihinden bu yana kendisinden bir daha haber alınamayan Rıdvan Karakoç’un hikayesini anlattı: Ermin, şunları belirtti: “RıdvanKarakoç 1961 yılında Ağrı'nın Tutak ilçesinde doğdu.15-16 yaşlarında ailesi ile birlikte İstanbul’a göç ettiler. Babası din adamıydı, Arapça ve Farsça biliyordu. İstanbul’a geldiklerinde Diyanet İşlerinde çalışarak ailesini geçindirdi. Rıdvan İlkokulu Ağrı’da bitirdi, İstanbul’a geldikten sonra okumadı, çeşitli işlerde çalıştı. Ekonomik nedenlerden dolayı Avusturya’ya gitti, orada evlendi ve bir kızı oldu. Avusturya’ya kaçak yollarla gidiyordu, en son gittiğinde pasaportuna "Avusturya’ya giremez" kaşesi vuruldu, bir daha gidemedi. 1994’ün Temmuz ayında bir arkadaşı gözaltına alındıktan sonra polis Rıdvan Karakoç'u da aramaya başladı. Evine baskın düzenleyen polisler bütün evi aradılar, Rıdvan’ı bulamadılar ve kardeşi Hasan’ı gözaltına aldılar. Hasan 14 gün gözaltında kaldı, sonra mahkemeye çıktı, serbest bırakıldı. O geceden sonra Rıdvan hakkında gıyabi tutuklama kararı çıktı. Arandığı için eve gelmiyor, ailesi ile gizlice dışarıda görüşüyordu. O dönemde muhtardan avukatına vekâlet çıkartarak posta ile gönderdi ve telefonda ‘Ben sizi her hafta arayacağım, eğer aramazsam bilin ki beni gözaltına aldılar ve öldürdüler, dedi. Ailesi kendisinden en son 20 Şubat 1995'te haber aldı. O gün ağabeyi Abdurrahman’ı aradı, elbise ve harçlık istedi, bırakabileceği yeri söyledi. Ağabeyi istediklerini hazırladı ve söylediği yere bıraktı. Fakat Rıdvan gidip onları almadı. Bu arada yıllarca oğlunun akıbetini soran Asiye ana oğlu Rıdvanından haber alamadın yaşamını yitirdi.”
Yapılan konuşmaların ardından, tüm kayıplar anısına beş dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.