‘Kayıplar için mahkeme dışı mekanizma, bizim de talebimizdir!’

23.09.2017

DİYARBAKIR- İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 450’ncisi gerçekleştirildi. Eylemde, 1996 yılında Diyarbakır’da gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Fahri Balyeci’nin akıbeti soruldu. 

İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 450’ncisi, İHD Diyarbakır Şube binasında gerçekleştirildi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1996 yılında Diyarbakır’da gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Fahri Balyeci’nin akıbeti soruldu. 

Eylem öncesi Kürtçe bir konuşmada bulunan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, İstanbul Cumartesi Annesi Güzel Şahin’in yaşamını yitirdiğini söyleyerek, üzüntülerini dile getirdi. Bilici Şahin’in verdiği mücadeleye sahip çıkmaya devam edeceklerini belirtti.

‘Türkiye geçmişiyle yüzleşmekten kaçınamaz’

Türkiye’nin geçmişiyle yüzleşmekten kaçınamayacağını söyleyerek konuşmasının sürdüren Bilici, insanlığa karşı işlenen suçların dünyanın her yerinde yargılandığını, faillerin cezalandırıldığını belirtti. Bilici, “Biz kayıplarımızın bulunmasını, adaletin sağlanmasını istiyoruz. Eğer adaletten kaçıyorsanız ve kayıpların bulunmasını istemiyorsanız, çıkın bunu dünyaya deklare edin. Bu ülkede kayıpların ve toplu mezarların olduğunu, herkes biliyor” diye konuştu. 

'Mahkeme dışı mekanizma, bizim de talebimizdir!'
  
Türkiye’de kayıpların olduğunun herkes tarafından bilindiğini ifade eden Bilici, dünya sıralamasında ise 5’inci sırada bulunduğu kaydetti. Birleşmiş Milletlerin (BM) Türkiye’ye kayıplar için “kapsamlı bir politika belirlemesini” ve “Kayıplar için mahkeme dışı bir mekanizma kurması” çağrısında bulunduğunu hatırlatan Bilici, adalet ve yüzleşme için bunun gerekliliğine ve önemine işaret etti. Bilici, hakikatlerin ortaya çıkarılması için, devletin arşivlerini açmasını, araştırmalarda bulunmasını ve kayıp yakınlarıyla iletişime geçmesi gerektiğini söyledi. BM’nin önerisinin aynı zamanda kendilerinin de bir talebi olduğunu söyleyen Bilici, kurulacak mekanizmanın tarafsız, bağımsız ve objektif olmasının taşıdığı öneme dikkat çekti. 

Gözaltına alındı ve bir daha haber alınamadı

Bilici’nin ardından İHD Diyarbakır Şube yöneticisi ve Kayıp Komisyonu Üyesi Adnan Örhan, Eylemde, 26 Eylül 1996 tarihinde Diyarbakır’da gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Fahri Balyeci’nin hikayesini anlattı. Örhan şunları belirtti: “1956 doğumlu Fahri Balyeci, Diyarbakır’ın Hazro ilçesinde yaşıyor, tarımla uğraşıyordu. Evli ve beş çocuk babasıydı. PKK örgütüne katılan kardeşinden dolayı sürekli Hazro Jandarma Komutanlığına çağrılıyor, kardeşini bulup getirmesi ve ajanlık yapması için tehdit ediliyordu. Aynı sebeple 1994 yılında 45 gün boyunca gözaltında tutulmuş, daha sonra TCK’nin 169. maddesine muhalefetten tutuklanarak 19 ay cezaevinde kalmıştı. Tahliye olduktan sonra Hazro’ya döndü ancak sürekli jandarmanın takibinde olduğu için tedirgindi. Tahliyesinden yaklaşık 4-5 ay sonra, 26 Eylül 1996'da, bir alacağını tahsil etmek için Diyarbakır’a geldi. Parasını tahsil ettikten sonra bir daha kendisinden haber alınamadı. Ertesi gün ailesi Fahri'yi aramaya başladı ve eski sebze hali civarında gözaltına alındığını öğrendi. O dönem kaybedilmekten korktuğu için ismini vermek istemeyen bir kişi, Fahri’yi Diyarbakır’da JİTEM’de gördüğünü, bazen gözleri bağlı bazen de açık bir şekilde ayakta bekletildiğini ve işkence gördüğünü anlattı. Bunun üzerine Fahri'nin gözaltına alındığından emin olan ailesi Hazro Kaymakamlığına, Savcılığa, Jandarma Komutanlığına ve Diyarbakır DGM Savcılığına başvurdu ancak yanıt alamadı. Bunun üzerine büyük kardeşi Abdurrahman Balyeci 1 Kasım 1999’da İnsan Hakları Derneğine başvurdu. Ocak 2012'de Diyarbakır’ın Sur İlçesinde bir dönem cezaevi olarak kullanılan ve JİTEM’in merkezi olarak bilinen İçkale mevkiinde başlatılan kazılarda insan kemikleri bulunması üzerine, Balyeci ailesi yeniden İHD'ye başvurarak DNA testi yapılması talebinde bulundu. Fahri Balyeci'den 26 Eylül 1996'dan beri haber alınamadı.”

Yapılan konuşmaların ardından kaybedilenler anısına beş dakikalık oturma eylemi yapıldı.