DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi ve Kayıp yakınlarının ‘Kayıplar Bulunsun Failler yargılansın’ sloganıyla gerçekleştirdikleri eylemin 473’üncü gerçekleştirildi. Eylemde, 1994 yılında İstanbul'da gözaltında kaybedilen üniversite öğrencisi Cüneyt Aydınlar'ın akıbeti soruldu. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü haftası nedeniyle eyleme DAKP üyesi kadınlar katılarak destek verdi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla her hafta düzenledikleri oturma eyleminin 473’üncüsünü gerçekleştirdi. Diyarbakır Valiliği tarafından Koşuyolu Parkı’ndaki İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirilmesine izin verilmeyen eylem, geçmiş haftalarda olduğu gibi İHD Diyarbakır Şube binasında gerçekleştirildi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, HDP Diyarbakır Milletvekilleri Feleknas Uca ve Sibel Yiğitalp, Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) üyeleri, İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1994 yılında İstanbul'da gözaltında kaybedilen üniversite öğrencisi Cüneyt Aydınlar'ın akıbeti soruldu.
‘Tüm kaybedilen kadınları anıyoruz’
Eylemde ilk olarak konuşan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Bilici, insan hakları ve emek mücadelesinde hayatını kaybeden tüm kadınları andıklarını, ülkeyi terk etmek zorunda kalan ve cezaevlerinde tutulan tüm kadınların yanında olduklarını söyledi. Verdikleri onurlu adalet mücadelesini kazanacaklarını belirterek "Bir daha bu coğrafyada hiç bir insanın yaşamını yitirmediği, bu ülkenin doğusunda batısında cenazalerin olmadığı, hiç ananın gözyaşının akmadığı, özgürlüklerin olduğu bir dönem olmasını umuyoruz" diye konuştu.
Ardından 24 yıl önce gözaltında kaybedilen Cüneyt Aydınlar’ın kuzeni Fırat Mercan konuştu. Fırat, üniversite eğitimi için İstanbul’a giden Cüneyt’in 20 Şubat 1994 yılında Bakırköy İncirli’de bulunan Ömür Durağı’nda Terörle Mücadele polislerinin gözaltına aldığını kaydetti. Fırat, “Bu operasyonda gözaltına alınan on dört kişi gibi Cüneyt de Gayrettepe’deki İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Yedi gün kayıt dışı gözaltında tutulduktan sonra 27 Şubat 1994 tarihinde gözaltında kaydı yapıldı” dedi.
‘İşkence gördü’
28 Şubat 1994 akşamı günü Terörle mücadele şubesinde bağlı polislerin Cüneyt’i Çukurcuma Kadirler Yokuşu’na getirdiğini belirten Fırat, Cüneyt’in hikayesini şu şekilde anlattı: “Mahalle sakinleri otuz kadar polis eşliğinde elleri kelepçeli olarak getirilen Cüneyt’in kanlar içinde olduğunu, bir bacağının kırık olduğunu ve ayakta duramadığını gördüler. Polisler mahalle sakinlerinin ‘yürüyemez halde’ olduğunu söyledikleri Cüneyt’in yer gösterme esnasında ‘Dur’ ihtarına uymayarak kaçtığını ve arkasından koşmalarına rağmen yakalanamayıp firar ettiğine dair bir tutanak düzenledi. Gözaltın alınan ve ardından tutuklanan 14 kişi, 20 Şubat 1994 tarihinde Cüneyt’in de gözaltına alındığını ve 2 Mart 1994 tarihine kadar gözaltında gördüklerini söylediler. Ağır işkence gören Cüneyt’in 2 Mart 1994 tarihinde kendisine ‘ölmeye hazır mısın? Ölmeye gidiyorsun’ diyen altı polis tarafından sürüklenerek bulunduğu hücreden götürüldüğünü ve kendisini bir daha görmediklerini açıkladılar.”
‘Yeni Berfo Ana'ların olmaması için mücadele edeceğiz’
Ardından HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp söz alarak, DAKAP olarak eyleme destek verdiklerini söyledi. 473 haftadır bir türlü faillerine ulaşılmayan kayıpların hesabının sorulduğunu dile getiren Sibel, cenazelerin mezarlıklardan çıkarıldığı bir dönemden geçildiğini, oysa hükümetin Berfo anaya çocuğunu bulacakları sözünü verdiğini vurguladı. Yeni Berfo anaların yaratılmaya çalışıldığını ifade eden Sibel, bununla birlikte cezaevinde siyasi tutsakların çok ağır baskılar altında ve yoğun işkence gördüklerini söyledi. Yaşanılan her şeyin hafızalara kazıldığını dile getiren Sibel, “Siz ne yaparsanız yapın anneler ve kadınlar bu çözümü getirecek. Sizin karanlık oyunlara rağmen getirecek. Kadının bulunduğu yerde asla ölüm yoktur. Kadının bulunduğu yerde yaşam ve mücadele vardır. Biz yeni Berfo anaların olmaması için mücadele etmeye devam edeceğiz. Siz tarihin çöp sayfalarına gideceksiniz. Biz mücadelemizle tarih sayfalarında yer alacağız. Ölümleri kayıpları ve bir bütün olarak karanlık sayfaları mahkûm edeceğiz. Kayıpların akıbetini mücadelemizle bulunduğumuz her yerde hesap sormaya devam edeceğiz” dedi.
Anneleri bitmeyen bir yasa, başında ağıt yakacak bir mezara mahkûm edenleri kınadıklarını söyleyen DAKAP üyesi Zelal Bilgin de, bitmeyen yasların sonunda biteceğini ve bunun için mücadele etmeye devam edeceklerinin altını çizdi.
Konuşmaların ardından beş dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.