24 yıl önce gözaltında kaybedilen Hasan Aksu'nun akıbeti soruldu

02.06.2018

DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi ve Kayıp yakınlarının ‘Kayıplar Bulunsun Failler yargılansın’ sloganıyla gerçekleştirdikleri eylemin 486’ncısı gerçekleştirildi. Eylemde, 1994 yılında Mardin'in Derik ilçesinde gözaltında kaybedilen Hasan Aksu'nun akıbeti soruldu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla her hafta düzenledikleri oturma eyleminin 484’üncüsünü gerçekleştirdi. Diyarbakır Valiliği tarafından Koşuyolu Parkı’ndaki İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirilmesine izin verilmeyen eylem, geçmiş haftalarda olduğu gibi İHD Diyarbakır Şube binasında gerçekleştirildi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme, İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1994 yılında Mardin'in Derik ilçesinde gözaltında kaybedilen Hasan Aksu'nun akıbeti soruldu.

Eylem öncesi kısa bir konuşma yapan İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp ve Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu üyesi Adnan Orhan, 90'lı dönemlerden bugüne kadar yaşanan fail meçhul cinayetleri hatırlattı. Kayıp yakınlarının tarafından fail meçhule giden yurttaşların cenazesinin bulunması ve faillerin yargılanması için yetkililere belge ve bilgi verdiklerini; ancak herhangi bir sonuca varamadıklarını hatırlatan Orhan, kayıp yakınlarının girişimlerine rağmen faillere yönelik cezasızlık politikasının uygulandığını söyledi. 

'Hakikat gerçeğe ışık tutmayı bekliyor'

AKP'nin 16 yıldır yürüttüğü politikalara da dikkat çeken Orhan, "Sözüm ona demokrasiden bahsediyorlar. Ancak, geçmişe yönelik ışık tutmadılar ve faillerin yargılanması için politika yürütmediler" dedi. 24 Haziran'da yapılacak baskın seçimlere katılan siyasi partilere çağrıda bulunan Orhan, "Bizim yakınlarımızın akıbetlerini ortaya çıkarmak için hangi vaatleriniz var? Annelerin eli her zaman yakanızda olacaktır. Bu hakikat, gerçeğe ışık tutmayı bekliyor. Bizlerin ve annelerin adalet arayışı devam edecektir" diye konuştu. 
 
1993 yılında Mehmet Tekdağ ile 1994 yılında Ali Tekdağ adlı kardeşlerini faili meçhul cinayete kurban gittiklerini aktaran İffet Muhtaş da, kardeşlerinin kaybedilme hikâyesini anlattı. Yıllardır kardeşlerinin faillerinin bulunması için mücadele ettiklerini, ancak herhangi bir sonuca ulaşamadıklarını vurgulayan Muhtaş, "Allah, hak ve hukukumuzu yanlarında bırakmasın" diye belirtti. 

Gözaltına alındı, 24 yıldır haber alınamıyor
 
Ardından İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp ve Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu üyesi Avukat Hasan Yalçın, 6 Haziran 1994 tarihinde Mardin'in Derik ilçesine bağlı Çatalca (Siltok) köyünde asker olduğu iddia edilen silahlı kişilerce ifadesi alınacağı gerekçesiyle gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Hasan Aksu'nun hikâyesini anlattı. Aksu'nun yaşadığı köye sık sık asker ve korucular tarafından yapılan baskınla köyün korucu olması için baskı uyguladığını hatırlatan Yalçın, bu süre zarfında Aksu'nun kızının dağa gitmesinden dolayı Aksu'ya yönelik tehditlerin arttığını dile getirdi. 
 
‘Beyaz torosa bindirildi'
 
6 Haziran 1994 yılında Üçyol Jandarma Karakolu'ndan geldiklerini söyleyen 5 kişi tarafından zorla Beyaz Toros’a bindirildiğini ifade eden Yalçın, "Kardeşi aracın plakasını kaydetti. Olaya, hem Aksu'nun ailesi hem de köylüler tanıklık etti. Bir kaç gün bekleyen ailesi, Aksu'nun serbest bırakılmaması üzerine Derik ve Üçyol jandarma karakoluna başvurdu. Aksu'yu götüren Beyaz Toros Üçyol Jandarma Karakolu'nun önündeydi. Karakol yetkilileri, 'bizde yok' dedi. Ailenin başvuruları sonuçsuz kaldı. Aksu'dan bir daha haber alınamadı" dedi. Aksu'nun kaybedilmesi ile ilgili en son 16 Temmuz 2012 tarihinde Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuru yapıldığını belirten Yalçın, "Savcılık, 'Kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar’ verdi. 24 yıldır hukuk işletilmedi. Gerçeği ortaya çıkartacak etkin bir soruşturma yapılmadı. 24 yıldır akıbeti karanlıkta bırakıldı. Onu kaybedenler cezasızlık zırhıyla korundu" diye konuştu. 
 
Yapılan konuşmaların ardından, beş dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.