DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi tarafından hazırlanan ve bir basın toplantısıyla açıklanan “2018 Yılı İlk 6 Ay Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi İnsan Hakları İhlalleri Raporu”nda yer alan verilere göre, İşkence ve kötü muamele, toplanma ve gösteri hakkına yönelik yasaklar ve müdahaleler, düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, kadına ve çocuklara yönelik şiddet, ekonomik ve sosyal haklardaki kayıplar gibi pek çok değişik ve kategorik konularda ihlaller meydana geldi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi tarafından hazırlanan “2018 Yılı İlk 6 Ay Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi İnsan Hakları İhlalleri Raporu” düzenlenen bir basın toplantısı ile kamuoyuna açıklandı. İHD Diyarbakır Şubesi’ binasında düzenlenen basın toplantısına İHD Genel Başkan Yardımcısı Başkanı Raci Bilici, Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören, Diyarbakır Şube Başkanı Avukat Abdullah Zeytun ve Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Üyeleri Yüksel Aslan Acer ile Abdullah Özbey katıldı.
'Bu ülkenin sorunları şiddet, inkar, red ve yok etmeyle çözülmez'
Basın toplantısında konuşan İHD Genel Başkan Yardımcısı Raci Bilici, açıkladıkları insan hakları ihlalleri raporları ve verdikleri mücadele nedeniyle siyasi iktidar tarafından tehdit edildiklerini belirterek, ancak buna ihlalleri teşhir etmek ve önlenmesi için bağımsız bir duruş içerisinde olduklarını ve olmaya devam edeceklerini söyledi. Sorunların demokratik yol ve yöntemlerle çözülmesine katkı sağladıklarını söyleyen Bilici “Bu temelde sürekli çağrılarımız olmuştur. Olmaya da devam edecektir. Yaşananlara, çözüme yönelik tespitlerimiz olmuştur. Bu ülkenin sorunları kesinlikle şiddetle, inkarla, redle, yok etmeyle çözülemeyeceğini yıllarca tecrübe ettik. Bu vesileyle bizim gibi kurumların, özellikle insan hakları savunucularının ortaya koyduğu önerilerin siyasal iktidarların dikkate alması talebi olmuştur. Çünkü yaşanan sorunların farkında olduğumuzu, bunu en derinden hissettiğimizi defalarca sizlerin aracılığıyla siyasal iktidarlara duyurduk” diye konuştu.
Bilici’nin ardından rapora dair hazırlanan basın metnini paylaşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Avukat Abdullah Zeytun, 2 yıldır varlık gösteren ve 19 Temmuz 2018 itibariyle kaldırılan OHAL’in hukuk güvenliğinden yoksun ve toplumsal yaşamda muhalif kesimlere karşı otoriter bir baskı aracı olarak kullanıldığını kaydetti. Zeytun’un açıklamaların satır başları şöyle:
‘OHAL kalıcı hale getiriliyor’
"OHAL özellikle yayınlanan KHK’lerle düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, ekonomik ve sosyal haklar ile kişi özgürlüğü ve güvenliği bakımdan mağduriyet oluşumuna ve ağır insan hakları ihlallerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. 2 yılın ardından ‘bitti’ denilen OHAL rejimi sürecinde hukuk ve demokratik yaşamın yapısını zedeleyen ve tahribatlar oluşturan, insan hakları ve özgürlüklerini tamamen baskı altına alan, yargı mekanizmasının siyasi söylemlerin etkisinde kalarak adalet ve hakikat anlayışının derin yaralar aldığı bir süreç yaşanmıştır. 24 Haziran seçimleriyle geçiş yapılan Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin sahip olduğu yetkilerin çoğulcu-demokratik toplum anlayışına tezatlık gösteriyor olması, yine güvenlik eksenli 25 maddelik yasa paketinin TBMM’de yasallaştırılması pratiği, OHAL sürecinin yarattığı yıkımın onarılmasından çok aslında kalıcı bir hale getirilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır. Özellikle de kentin mülki amirinin olağanüstü yetkilerle donatılması öngören ucu açık yasa düzenlemelerin, toplumsal özgürlükleri ve insan haklarını kısıtlayarak demokratik yaşamı gerileten bir sonuç yaratacağı açıktır. Mesela OHAL rejimi süresince toplumsal gösteri ve toplantılara yönelik ‘güvenlik’ gerekçe gösterilerek getirilen hukuka aykırı kısıtlamalar, bu yasal düzenlemelerle ifade ve örgütlenme hürriyetine yönelik anti-demokratik uygulamaları kalıcı hale getirmektedir."
‘Çatışmasızlığa geri dönülmelidir’
“Türkiye ve ağırlıklı olarak bölgemiz kentlerinde silahlı çatışma ortamı, hız kesmeden devam etmektedir. 2018 yılının ilk 6 ayında da yine asker, polis, örgüt militanı ve siviller yaşamını yitirdi. Biz insan hakları savunucuları, çatışmalı ortamının sürdürülmesinin ülkenin geleceğine ve toplumun demokratikleşmesi önündeki engellerin kaldırılmasına hiçbir katkı sunmayacağı gibi, belki de telafisi güç tahrip edici etkiler oluşturduğuna inanıyoruz. Kürt Sorunun çözümünde, on yıllarca denenen şiddete dayalı, tekçi devlet politikalarıyla yol alınmayacağı somut bir gerçekliktir. Ülkenin acil olarak toplumsal barış ve huzur ortamına ihtiyacı var. Bu nedenle de 24 Temmuz 2015 tarihi itibariyle süre giden ve artış göstererek devam eden çatışma ortamını sona erdirecek şekilde müzakere koşullarının sağlanması amacıyla çatışmasızlığa geri dönülmelidir”
‘Hapishanelerde 402'si ağır toplam bin 154 hasta mahpus var’
"OHAL ilanı ve uygulama süreciyle paralel olarak artış gösteren sürgünler, sağlık hakkı, işkence ve kötü muamele, disiplin soruşturmaları, tecrit etme, haberleşme, iletişim, aile görüşü haklarının kısıtlanması gibi ihlaller hapishanelerdeki başlıca hak ihlalleridir. Hapishanelerdeki mahpusların mektup aracılığıyla ve gerekse de yakınlarının şubemize bizzat yaptıkları başvurularda, mahpusların sevkler sırasında çıplak arama ve fiziki işkence, ayakta sayım dayatması, tek kişilik hücrelerde tecrit etme, kelepçeli tedavi, hastane ve revire çıkarılmama gibi yaşanan mağduriyetleri ifade etmişlerdir. Özellikle de sağlık hakkı ihlalinin bu süreçte yoğun bir şikâyet konusu olduğunu ifade etmek istiyoruz. Derneğimiz tarafından tespit edilen verilere göre hapishanelerde 402'si ağır olmak üzere toplam 1154 hasta mahpus adeta ölüme terk edilmiştir."
‘Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit halen devam ediyor’
"Hapishanelerle ilgili bir diğer önemli konu ise, İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit uygulamalarıdır. Hükümlü mahpus statüsünde bulunan Öcalan’ın 27 Temmuz 2011’den bu yana avukatlarıyla, yine kendisinin ve aynı hapishanede bulunan 5 siyasi mahpusun aileleriyle 85 haftadır görüştürülmemesi insan hakları ihlalidir ve bu durum 27 Temmuz 2018 tarihi itibariyle halen devam etmektedir. Hapishanelerde kişiye özgü uygulamaların, insan hakları anlayışı ve insancıl hukukla bağdaşmayan bir durum olduğunu özellikle ifade etmek istiyoruz."
‘Yasaklar mağduriyet yaratıyor’
“OHAL uygulamaları ve çatışmalı ortam nedeniyle bir başka hak ihlaline yol açan konu ise, askeri operasyonlardan kaynaklı yaşanan ihlaller, özel güvenlik bölgeleri ve sokağa çıkma yasakları ilanları oldu. Kırsal yerleşim bölgelerini de kapsamına alan yüzlerce bölge, askeri operasyonlar yapılacağı gerekçesiyle özel güvenlik bölgeleri ilan edilmiş, yine pek çok kez sokağa çıkma yasakları ilan edilmiştir. Yasakların ilan edildiği kırsal yerleşim alanlarında yaşayan yurttaşlar, rutin hayat akışını sürdürememekte ve mağduriyetler yaşamaktadır. Kırsal araziler ve ormanlık bölgelerde çıkan yangınlarda, maddi kayıplar meydana gelmiştir. Askeri operasyonlar sırasında güvenlik güçleri tarafından yerleşim alanlarına yapılan baskınlarda ise, sivil yurttaşlara işkence ve kötü muamelede bulunulmuş, haksız gözaltı işlemleri gerçekleşmiştir."
‘Kadına yönelik şiddet, politiktir’
"Kadınlara yönelik şiddet, maalesef 2018 yılının ilk 6 ayında da artış göstererek devam etmiştir. Kadınların ve haklarının korunması amacıyla yapılan yasal düzenlemelerin yeterince uygulanmaması nedeniyle kadınlar erkek şiddeti sonucu, her gün öldürülüyor, şiddet mağduru oluyor. Kadına yönelik şiddet, ister aile içi olsun, ister sokakta, ister gözaltında olsun; politiktir. Bu sorun ancak ve ancak yeterli tedbirleri içeren ve cinsiyet eşitliğini savunan gelişmiş sosyal politikaların oluşturulmasıyla birlikte erkek egemen zihniyetiyle etkin mücadele edilerek aşılabilir."
‘700’ü aşkın çocuk annesiyle cezaevinde’
"Toplumsal yaşamımızın geleceği olarak gördüğümüz çocuklarımızın karşılaştığı hak ihlalleri, maalesef artarak devam ediyor. Şiddet sonucu katledilen çocukların yanı sıra, çatışmalı ortamların varlık gösterdiği bölgelerde sahipsiz bırakılan patlayıcılar sonucu da çocukların yaralanmalarına ve yaşamlarını yitirişine, yine Türkiye’de 0-6 yaş arasındaki 700’ü aşkın çocuğunun annesiyle birlikte cezaevinde bulunuyor olmasına tanıklık ediyoruz. Raporumuzda, çocuklara yönelik cinsel istismar ve kayıp çocuk vakalarındaki artış dikkat çekerken, çocukların haklarını güvence altına alan koruyucu yasaların yetersizliği ve uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmediği görülmektedir."
Zeytun’un açıklamasının ardından İHD Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge temsilcisi Abdusselam İnceören 2017 yılı insan hak ihlalleri bilançosu paylaştı. İnceören paylaştığı veriler şöyle:
Yaşam Hakkına Yönelik İhlaller
Keyfi Öldürme, Silah Kullanma yetkisinin ihlali veya Dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle;
Güvenlik güçleri tarafından vurulan 3 kişi yaralandı.
Hapishanelerde 1 Hasta mahpus yaşamını yitirdi. 1 mahpus cezaevinde şüpheli bir biçimde yaşamını yitirdi. 2 mahpus ise yaralandı.
1 kişi faili meçhul saldırılarda yaşamını yitirirken, 5 kişi ise yaralandı.
Resmi hata ve ihmal sonucu 7 kişi yaşamını yitirirken, 104 kişi ise yaralandı.
NOT: Bu istatistik veride, bölgedeki zırhlı araç çarpmaları sonucu yaşamını yitiren ve yaralanan yurttaşlarda bulunmaktadır. Tespit edebildiğimiz verilere göre; zırhlı araç çarpmaları sonucu; 2 yurttaş yaşamını yitirdi, 2’si çocuk 8 yurttaş ise yaralandı.
4 asker ve polis, intihar ettikleri iddia edilerek şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.
2018 yılının ilk 6 ayında; 1 öğretmen ve 3 doktor gerçekleşen saldırılarda yaralandı.
Bölge kentlerinde gerçekleşen silahlı çatışmalarda; 51 güvenlik görevlisi yaşamını yitirirken, 85’i de yaralandı. 132 silahlı örgüt militanı yaşamını yitirirken, en az 3 örgüt militanı da yaralandı. Çatışmalar arasında kalan 1 sivil yurttaş yaşamını yitirirken, 2 sivil yurttaş ta yaralandı.
Silahlı örgütlerin eylemleri sonucunda 1 kişi yaşamını yitirdi. 2 kişi de, silahlı örgüt militanları tarafından alıkonulduktan sonra ve gerçekleştirilen saldırılarda öldürüldü.
Bölge kentlerinde 2 çocuk, mayın ve sahipsiz bomba patlaması sonucu yaşamını yitirdi. 2’si çocuk olmak üzere toplam 4 kişi de yaralandı.
2’si çocuk ve 1 erkek olmak üzere 3 kişi, kimliği belirsiz kişi veya kişilerce kuşkulu bir biçimde öldürüldü.
Çatışmalı ortamda meydana gelen ihlaller ise şu şekilde;
4 kent merkezi ve bu kentlere bağlı 15 ilçe sınırlarında bulunan 593 bölgeyi kapsamına alacak şekilde toplamda, 18 kez özel güvenlik bölgesi ilanları gerçekleşti.
4 kent merkezi ve bu kentlere bağlı 12 ilçede bulunan 282 köy/mahalle ve bu köy/mahallere bağlı bulunan 385 mezrayı kapsamına alacak şekilde toplamda, 16 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Yaşamını yitiren en az 1 örgüt militanına ait cenaze, ailesine teslim edilmedi.
Yaşamını yitiren örgüt militanlarının defin edildiği, en az 5 kez mezar/mezarlık tahrip edildi.
Kadınların yaşam haklarına yönelik ihlaller;
6 kadın intihar etti, 1 kadın da intihar teşebbüsünde bulundu.
18 kadın aile içi şiddet sonucu katledildi, 10 kadın ise yaralandı. 1 kadın cinsel saldırıya maruz kaldı.
6 kadın toplumsal yaşamda, saldırı sonucu katledildi, 3 kadın ise yaralandı. 4 kadın cinsel saldırıya maruz kalırken, 2 kadın da kaçırılarak alıkonuldu.
Çocukların yaşam haklarına yönelik ihlaller;
3 çocuk intihar etti, 3 çocuk da intihar teşebbüsünde bulundu.
3 çocuk aile içi şiddet sonucu katledildi, 7 çocuk ise yaralandı, 6 çocuk cinsel istismara maruz kaldı.
4 çocuk toplumsal yaşamda, maruz kaldıkları şiddet sonucu yaralandı. 52 çocuk cinsel istismara maruz kalırken, 3 çocuk kaçırılarak alıkonuldu.
İşkence Yasağına Yönelik İhlaller
En az 1 kişi gözaltında işkenceye ve kötü muameleye maruz kaldı.
32 kişi gözaltı yerleri dışında (sokak-ev baskını) işkence ve kötü muameleye maruz kaldı.
128 mahpus, cezaevinde işkence ve kötü muameleye maruz kaldı.
8 kişi, güvenlik güçlerinin ajanlık dayatmalarına maruz kalırken, 4 kişi de tehdit edildi.
7 kişi, toplumsal gösterilerde müdahale sonucu veya dövülerek yaralandı.
Kişi Özgürlüğü ve Güvenliğine Yönelik İhlaller
44’ü çocuk bin 413 kişi gözaltına alındı.
1’i çocuk 251 kişi tutuklandı.
997 ev baskını yapıldı.
Düşünce, İfade ve Örgütlenme Özgürlüğüne Yönelik İhlaller
1 gazetenin 3 sayısı hakkında toplatma kararı verildi.
1 yayınevine ve 1 gazete temsilciliği bürosuna baskın düzenlendi.
İnternet haber sitelerine 7 kez erişim engeli getirildi.
Düşüncelerinden dolayı;
6 soruşturma dosyasında 43 kişi hakkında soruşturma başlatıldı.
16 dava dosyasında 66 kişi hakkında dava açıldı.
Aralarında siyasetçi ve gazetecilerinde bulunduğu 34 dosyada 52 kişi hakkında değişik hapis cezaları verildi.
15 siyasi parti binası saldırı veya baskına uğradı.
Güvenlik güçleri tarafından 10 toplumsal gösteri veya açık hava toplantısına müdahale edildi.
Toplantı veya gösteriler, kimi kentlerde süresiz, kimi kentlerde her ay yenilerek yasaklandı. 2018 yılının ilk 6 ayı içerisinde 16 kez yasaklama kararı açıklandı.
Hapishanelerdeki Hak İhlalleri
112 mahpus, gerekçe gösterilmeden sürgün/sevk edildi.
134 mahpus sağlık hakkı ihlaline maruz kaldı.
114 mahpus ve aileleri arasındaki görüşmeler engellendi.
En az 11 mahpus tecrit ve izolâsyona maruz kaldı.
En az 4 mahpus hakkında soruşturma başlatıldı.
7 mahpusun haberleşme hakkı engellendi.
1 mahpus, sosyal etkinlik haklarından mahrum bırakıldı.
Ekonomik ve Siyasal Haklara Yönelik İhlaller
Güvencesiz çalışma koşulları sonucu meydana gelen iş kazalarında; 9 işçi yaşamını yitirdi, 10 işçi yaralandı.
1328 işçi, işten çıkarıldı.
200 işçi ücretlerini alamadı.