DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi ve Kayıp yakınları tarafından ‘Kayıplar Bulunsun Failler yargılansın’ sloganıyla gerçekleştirilen oturma eylemlerinin 497’ncisi gerçekleştirildi. Eylemde, 1994 yılında Diyarbakır’ın Hazro ilçesinde yol kontrolünde gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Mehmet Yıldız akıbeti soruldu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlenen oturma eylemlerinin 497’ncisi, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Genel Başkan Yardımcısı Raci Bilici, Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören, İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun, şube yönetici ve üyeleri, HDP Diyarbakır Milletvekilli Remziye Tosun, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 22 Temmuz 1994 tarihinde Diyarbakır’ın Hazro ilçesinde yol kontrolünde gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Mehmet Yıldız akıbeti soruldu.
‘Failler bellidir’
Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Avukat Abdullah Zeytun, barış savunucuları ve kayıp yakınları olarak, kayıpların bulunması ve faillerin bulunup cezalandırılması için her hafta bir araya gelerek adaletin talebinde bulunduklarını ve mücadelelerinin 497’inci haftasına ulaştığını söyledi. Siyasi iktidarın bu gerçekleş yüzleşmekten kaçındığını ve cezasızlık politikasıyla faillerin korunduğunu belirten Zeytun “Bunu bazen yargı eliyle, bazen de kendi iç sisteminin yaratmış olduğu cezasızlıkla, bu güne kadar getirdi. Bunu her ulaşabildiğimiz her platformda dile getirdik. Faillerin yargılanması için verdiğimiz bu mücadele görmezden gelinmektedir. Ancak kayıp yakınlarının ve bizim vicdanımızda failler bellidir. Ne kadar görmezden gelinirse gelinsin, failler bizim için bellidir” diye konuştu. Faillerin yargılanması yolunda mücadele ederken, hala ihlallerin devam ettiğini söyleyerek konuşmasını sürdüren Zeytun, “2003’te Uğur Kaymaz, 2006’da Enes Ata, 2015’te Helin Şen, Taybet Ana. Tümü, siyasi iktidarın kolluk güçlerini aklayıcı cezasızlık politikasıyla kullanılıyor. Dosyalarında çok açık bir şekilde görüyoruz ki, failler hedef gözeterek katletti. Savcılığın kendisi bile, kolluk güçlerini koruyamaz hale geldi. Çünkü her şey çok açık, aleni. Bizler bu süreçlerin her zaman takipçisi olacağız” dedi.
‘Savaş insana ve doğaya zarar veriyor’
Konuşmasını savaş ve çatışma ortamının yıkıcı etkilerinden bahsederek devam eden Zeytun “ Askeri operasyonlar ve çatışmalı ortamın dayattıkları, toplumsal barışı zedeleyen bir durumdur. Bizler çözümün siyasi müzakere ile sağlanacağının bilincindeyiz. Uzun yıllar süren çatışmalar sonunda evrilen yol, siyasi müzakere ve barıştır. Savaş durumunun yol açtığı doğa katliamları her gün yanı başımızda devam ediyor. Savaşlar insanlara olduğu gibi, insanların bir parçası olan doğaya da muazzam bir zarar vermektedir.” diye belirtti.
Yol kontrolünde gözaltına alındı ve bir daha haber alınamadı
Zeytun’un ardından İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi İrfan Ekinci, 22 Temmuz 1994 tarihinde Diyarbakır’ın Hazro ilçesinde yol kontrolünde gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Mehmet Yıldız’ın hikayesini anlattı. Ekinci, şunları belirtti: “1965 yılında Diyarbakır‘ın Kulp İlçesinde dünyaya gelen Mehmet Yıldız, evli olup ortaokul mezunuydu. Kendisi Mersin ilinde çalışmaktaydı. Olayın yaşandığı tarihlerde Diyarbakır ilindeki ailesini ziyaret etmeye gelmişti. Mehmet Yıldız’ın kardeşi Kemal Yıldız ise Diyarbakır’daki bir kahvede çalışıyordu. Olay tarihinden önce sivil polisler Kemal Yıldız’ın kahvesine gidip kimlik kontrolü yaparlar. Yapılan kimlik kontrolü sırasında sivil polislerin Mehmet Yıldız’ı sorması üzerine Kemal Yıldız, hemen eve gidip Mehmet’e haber verir. Mehmet Yıldız, polisler tarafından arandığını öğrenince eşyalarını bir çantaya koyup Diyarbakır’dan ayrılır. 22 Temmuz 1994 tarihinde Mehmet Yıldız, Diyarbakır’dan Kulp İlçesine doğru giderken Hazro’ya bağlı Karacaköy’de jandarmaların yaptıkları kimlik kontrolü sırasında Mehmet Aktar ve Mehmet Şirin adlı bir kişiyle birlikte gözaltına alınır. Her üç kişi de Hazro Jandarma Komutanlığı’na götürülür. Mehmet Aktar, köy korucusu olan yakınlarının devreye girmesi üzerine bir süre sonra serbest bırakılır. Mehmet Yıldız, gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamaz. Mehmet Yıldız, kaybedilme tarihinden yaklaşık 45 gün önce Diyarbakır’daki evinden gözaltına alınmış 3 gün Çevik Kuvvette tutulduktan sonra serbest bırakılmıştı.”
Yapılan açıklamaların ardından tüm kayıplar için oturma eylemi gerçekleştirildi.