BASINA VE KAMUOYUNA- MERVE DEMİREL’İN UĞRADIĞI CİNSEL ŞİDDET HAKKINDA YAZILI AÇIKLAMA

21.02.2019

Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayanışma Derneği (TAYAD) tarafından 16 Şubat 2019 tarihinde Ankara Sakarya Caddesi’nde gerçekleştirilen eylem sırasında üniversite öğrencisi Merve Demirel adlı kadın yurttaş, gözaltına alınışı sırasında bir polis memurunun cinsel saldırısına maruz kalmış ve o ana dair görüntülerin görsel medyada yer bulması toplumsal bir tepkiye dönüşmüştür. Ardından da Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından olaya ilişkin yapılan açıklamada, rutin bir gözaltı işlemi olduğu belirtilmiş ve gözaltına alınan Demirel’in aile fertleri hakkında çeşitli suçlayıcı iddialar gündeme getirilmiştir. 

İnsan hakları savunucusu kadınlar olarak bizler; kolluk güçlerinin itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı algısı ile meseleyi açıklamaya çalışan Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen açıklamayı, kadına yönelik cinsiyet eşitliğini tarif eden ve kadına yönelik şiddeti, cinsel saldırıyı meşru kılmayı amaçlayan bir açıklama olarak gördüğümüzü ifade etmek isteriz. Bu durum Merve Demirel’e ve ailesine yönelik itibarsızlaştırma, tacizi meşrulaştırıp, gündemi başka bir yöne çekmeye çalışmanın bir göstergesidir. Kişi ve ailesi hangi durum ve konumda olursa olsun, kadına yönelik yapılan cinsel şiddetin hiçbir zamanda ve hiçbir koşulda, kabul edilmesi söz konusu dahi olamaz! Aynı zamanda Merve Demirel’in gözaltına alınışı sırasında kamuoyuna yansıyan görüntüler cinsel bir şiddet olmakla birlikte, beraberinde işkence ve kötü muameleyi içermektedir. 

Cinsel şiddet, insan onuruna ve bedensel özgürlüğe karşı yapılan onursuzca bir harekettir. Bu nedenle, kolluk kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen cinsel ve fiziki şiddetin ve buna benzer birçok olayın, yargıya intikal etmeden sonuçsuz kalması ve yine yargı boyutuyla cezasız kalması da kabul edilmemesi gereken bir durumdur. Gerçekleştirdiği suç nedeniyle polis memurunun açığa alınıp hakkında adli ve idari soruşturma başlatılması gerekirken, aksine Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan açıklama ile korumaya alınması ise cezasızlık politikasının en büyük göstergesidir.

Merve Demirel’in yaşadıkları karşısında “bu muamelenin utancı kesinlikle tacizi yapan polise aittir. Bu utanç bana yüklenemez. Haysiyetsizleştirilen, itibarsızlaştırılan ben değilim. Toplumda böyle bir algı var; tecavüzcülerin, tacizcilerin, onursuzca muamele yapanların yarattığı utanç kadınlar üzerine yüklenmeye çalışılıyor. Bu utanç onlara aittir." açıklamasını desteklediğimizi belirtirken, AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in ifade ettiği gibi telaşla ve tesadüfen gerçekleşmiş bir fiil olmadı da açıktır. Yüzyıllardır var olan “eril sistemin, erkekleşmiş zihniyetlerin” fırsat bulduğu her an ortaya çıkardığı bilinçli yapılan eylemlerdir.  Bir kadına yapılan cinsel saldırının, bir kadın tarafından meşru gösterilmeye çalışılması ayrıca utanç verici bir durumdur. 

Cinsel saldırı suçu kime ve kim tarafından yapılırsa yapılsın, gerekçesi olamaz, üstü örtülemez ve meşrulaştırılamaz. Yine aynı şekilde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından ‘proje kadın’ denilerek illegalize edilmeye çalışılması, ‘makul kadın’ öğretilerini dayatmaya çalışmak ve tacizin üzerine gitmek yerine tacizi örtbas etmeye çalışmaktır. Kamu kurumu sorumlularının tacizi görmezden gelmeye çalışması, yaptıkları açıklamalarla bunları destekler nitelikte ki ifadeleri, kendi yurttaşının haklarını korumak yerine tacizi yapan polis memurunu korumaya çalışmaktır.

Son olarak belirtmek isteriz ki; Biz insan hakları savunucuları kadınlar olarak, bu tacize sessiz kalmıyoruz. İHD Diyarbakır şubesi kadın komisyonu olarak bu sürecin takipçisi olacağımızı yineliyoruz.

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ KADIN KOMİSYONU