BASINA VE KAMUOYUNA
Munzur Üniversitesi Tunceli Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Gülistan Doku, 5 Ocak günü kaldığı yurttan çıktıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamadı. Gülistan’ ın Diyarbakır'da yaşayan ailesi Dersim’ e gelerek, kızlarının kaybolduğu ihbarında bulunmuş ve ailenin ihbarı sonrasında Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı konuya yönelik inceleme başlatmıştır.
Gülistan Doku’ nun kaybolmasına yönelik medyada çeşitli iddialar yer almış ve şu gerekçelerle Dersim-Elazığ karayolu Dinar Deresi Sarı Saltuk Viyadüğünde bulunan Uzunçayır Baraj Gölü’nde su altı arama faaliyetleri başlatılmıştır. Bu arama faaliyetlerin bu bölgede yoğunlaşmasını;
1- Gülistan’ın Doku'nun telefon sinyalinin son olarak 5 Ocak Pazar günü bu viyadüğü de kapsayan baz istasyonundan alınması.
2- Gülistan DOKU’ nun 11:29’ da Elazığ istikametine doğru giden şehiriçi minübüsüne bindiğinin mobese kameralarına yansıması
3- 5 Ocak Pazar günü Elazığ istikametine doğru hareket eden bir araç içerisinde bulunan 3 kişinin Gülistan’ ın eşgaline kısmen benzediği beyan edilen genç bir kadının bu viyadük üstünde görüldüğünün söylenmesi.
4- Kent merkezine yaklaşık 30km kala başlayan mobese kameralarının, yaklaşık 1.900metrelik bir alanda bulunmuyor olması ve Gülistan’ ın mobeselerin olmadığı bu alanda minibüsten inmiş olabileceğinin düşünülmesine bağlanmaktadır.
Gülistan Doku’dan günlerdir haber alınamıyor olması ve Gülistan’ ın ailesinin Diyarbakır Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı’ na yaptığı başvuru sonrasında, 11 kadından oluşan bir heyetle, 17 Ocak Cuma günü Dersim’e gidilmiştir. Gülistan’ın ailesi, arkadaşları, Dersim Barosu, Tunceli Valiliği, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı, Munzur Üniversitesi Rektörü ile ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bu görüşmeler neticesinde heyet tarafından Gülistan Doku’ya ve Dersim’de gerçekleştiği iddia edilen cinsel taciz olaylarına yönelik bir çok soru sorulmuştur. Bu sorular ve cevapları raporumuzda mevcuttur.
Raporumuzda yapılan görüşmelere ilişkin tüm detaylar ayrıntılı olarak izah edilmiş olup raporumuz açıklamamızın sonunda sizlerle paylaşılacaktır. Şimdi kamuoyunun dikkatine son derece kritik bulduğumuz izlenimlerimizi ve tespitlerimizi paylaşacağız.
Heyetin İzlenimleri ve Tespitleri;
1. Gülistan’ ın bulunmasına ilişkin yürütülen soruşturmanın sadece intihar ihtimali üzerinden yürütülmesi yargısından vazgeçilip, öldürülme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, intihara yönlendirme, zorla kaybedilme ihtimallerinin de ön planda tutularak buna göre tahkikata devam edilmesi gerekmektedir.
2. Soruşturma işlemlerinin, soruşturma dosyasının birincil şüphelilerinden Zainal Abarokov’un babasının görev yaptığı Asayiş Şube tarafından yürütülüyor olması, etkin bir soruşturma yürütülmediğine ilişkin şaibelere neden olmaktadır. bu nedenle soruşturmanın Asayiş Şube’ den alınarak tarafsız ve bağımsız bir birim veya kurum tarafından yürütülmesinin sağlanması gerekmektedir.
3. Soruşturma dosyasında toplanması elzem olan bazı delillerin toplanmamış olması(örneğin Zainal ABAKAROV’ un anne ve babasının çelişkili beyanlarının aydınlatılmaması, ev-araç içlerinde parmak izi, kan, saç kılı, tırnak gibi biyolojik deliller ile şüphe arz edecek eşya ve tüm materyallerin araştırma-incelemesinin yapılmaması) soruşturmanın sıhhatli biçimde ilerlemesini engellemektedir.
4. Zainal Abarokov’un telefonu ve teknik cihazlarında arama ve el koyma işlemi yapılmamış olması, aralarında geçen konuşmalara dair sadece kişinin kendi rızası ile vermiş olduğu WhatsApp yazışmalarının dosyada bulunması bu soruşturmanın esas olarak intihar ekseninde yoğunlaşmasının başat faktörüdür. Oysa intihara yönlendirme suçu açısından bir değerlendirmenin yapılabilmesi için telefon ve teknik cihazlardan elde edilebilecek deliller hayati bir öneme sahiptir.
5. Soruşturma dosyasının içeriğine göre bir şahıs, sosyal medya üzerinden, Gülistan’ın zorla arabaya bindirilmeye çalıştığını gördüğünü ve emniyeti aradığını bildirmiştir. Dosya içeriğinde böyle bir emniyet kaydının olup olmadığına yönelik bilgi istenildiğine dair bir müzekkere bulunmamaktadır. Oysa böyle bir ihbar söz konusu ise vakit kaybetmeden 155 kayıtlarının istenilmesi ve belki de soruşturmanın başka bir minvalde sürdürülmesi gerekmektedir.
6. Aramaların çoğunluğunun suda yapılıyor olması, olayın daha çok intihar ekseninde soruşturulduğunu göstermektedir. Kara aramalarının su aramalarına kıyasen sınırlı oluşu, her iki arama açısından da ekip ve teçhizatın eksikliği hatta bu sebeple suda aramanın sadece günde 4 saat yapılması yeterince etkili bir arama çalışmasının yapılamadığını göstermektedir.
7. Munzur Üniversitesi’nin Sarısaltuk Viyadüğü(Dinar Köprüsü)’nü ve 1.900 metrelik kamerasız alanı gören bütün kameralarının ve kamera kayıt sisteminin TEKNİK BİR BİLİRKİŞİ HEYETİ aracılığı ile incelenmesi ve Gülistan DOKU ile Zainel ABAKAROV’un 05/01/2020 günü 11:00 sularında The Rooute Cafe önünde konuştuğu görülen görüntülerinin iyileştirilip, dudak okuma yöntemi ile konuşmaların çözümünün yapılması gerekmektedir.
8. Arama Kurtarma ekiplerinin insan gücü ve teknik teçhizat açısından artırılması ve arama çalışmalarının hem su hem karada paralel olarak devam etmesi gerekmektedir.
9. Gülistan’ ın bulunmasına ilişkin yürütülen soruşturmanın sadece intihar ihtimali üzerinden yürütülmesi yargısından vazgeçilip, öldürülme, zorla kaybedilme, hürriyetinden yoksun bırakılmış olma ihtimallerinin de ön planda tutularak buna göre tahkikata devam edilmesi gerekmektedir. Ayrıca Gülistan’ın intihar etmiş olma ihtimalinin değerlendirilmesi halinde TCK 84’ te düzenlenen intihara yönlendirme başlıklı suçun “Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmü gereği bu suça ilişkin delillerin de toplanması gerekmektedir.
Anayasa madde 17 ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi madde 2’de herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu ve herkesin yaşam hakkının yasanın koruması altında olduğu belirtilmektedir. Yaşam hakkının korunması bağlamında gerek ulusal gerekse ulus-üstü mevzuatta devletlerin pozitif ve negatif yükümlülükleri hüküm altına alınmıştır. Bahsi geçen hükümlerin gereği olarak yetkilileri, Gülistan DOKU’nun sağ ve sağlıklı olarak bulunmasına ilişkin sorumluluğun bilinciyle ivedi olarak gerekli iş ve işlemleri yapmaya davet ediyoruz.
Son yıllarda cinsel taciz, istismar ve kadın cinayetlerinin artış gösterdiği kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Biz kadın kurumları olarak bunları her defasında dile getirmeye ve mücadele etmeye çalışmaktayız. Kadın cinayetlerinin, cinsel taciz ve istismarın önlenebilir olduğunu, bunun yükümlülüklerinin ilgili kurum ve kuruluşlar olduğunu tekrar hatırlatmak isteriz. Özellikle bölgemizde son yıllarda yaşanan kaos ve savaş ortamı bir çok toplumsal sorunu da beraberinde getirmiştir. Kadın cinayetleri bunun en bariz göstergelerinden biridir. Kadın cinayetlerinin birçoğu bireysel silahlanma sonucu gerçekleşmekte ve bu silahlanma savaş politikalarının oluşturduğu bilinçle açığa çıkmaktadır.
Dersim, Şırnak, Hakkâri gibi demografik yapının değiştirilmeye çalışıldığı kentlerde bu vakalara sıkça rastlanmaktadır. Kolluk güçlerinin güvenlik gerekçesiyle bölge kentlerinde çok fazla sayıda kolluk kuvvetinin görevlendirilmesi, yaşanan yargısız infazlar ve işkence ve kötü muamele olaylarının cezasızlıkla sonuçlanması, kolluk görevlilerinin yargı zırhıyla korunması, bölgede güvenlik politikaları adı altında militarist yaklaşımların pervasızlaşmasına ve kadına yönelik şiddetin meşrulaştırılmasına neden olmaktadır. Bunu Melike’nin öldürülmeden önce karakolda kolluk güçleri tarafından uzlaştırılmaya çalışılıp eve gönderilmesi çok net bir şekilde göstermektedir.
Tüm bunlarla birlikte yaşanan bu olayların münferit olamadığını, toplumsal politikalar sonucu sistematik hale geldiğini biliyoruz. Söz konusu yaşanan olaylarda kolluk güçlerinin rolü olması, yaşanan olaylar sonrasında soruşturmaların etkin yürütülmemesi, faillerin kolluk kuvvetleri ile olan ilişkileri, soruşturmalara dair şüphe uyandırmaktadır. Bunların ortadan kaldırılması gerektiğini buradan bir kez daha yineleyerek, Diyarbakır Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı olarak Gülistan Doku bulunana dek olayın takipçisi olacağımızı bildiririz.
DİYARBAKIR KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE AĞI