'Elazığ'daki cezaevlerinde ihlaller yaygın ve sistematik bir hal aldı'

24.01.2020

DİYARBAKIR- Elazığ 1 Nolu ve 2 Nolu ile Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarında yaşanan yoğun hak ihlalleri iddialarına ilişkin İHD Diyarbakır Şubesi tarafından yapılan heyet çalışması raporlaştırıldı ve bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı. Raporda, cezaevlerindeki ihlallerin yaygın ve sistematik bir hal aldığına vurgu yapıldı.

Elazığ 1 Nolu ve 2 Nolu Ceza İnfaz Kurumları ile Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda yaşanan yoğun hak ihlalleri iddialarını araştırmak üzere İHD Diyarbakır Şubesi tarafından oluşturulan heyetin rapor haline getirdiği çalışmalarını bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı. Toplantıya İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, Şube Sekreteri Yüksel Aslan Acer, Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve Cezaevi Komisyonu Üyesi Gurbet Yavuz ve Şube Yönetim Kurulu Üyesi Menaf Gür katıldı.

"İhlaller yoğun ve sistematik bir şekilde devam ediyor"

Raporun açıklanması öncesinde heyet çalışmalarına ilişkin bilgi veren İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, Elazığ Kampus Cezaevinin kurulduğu 3 yıldan bu yana yoğun hak ihlallerine yaşandığı bir cezaevi olduğunu söyledi. Bu ihlallere ilişkin çok sayıda ziyaretlerin ve heyet çalışmalarını yapıldığı, ihlallerin raporlandığı ve ulusal ve uluslararası mekanizmalarla paylaşıldığını belirten Zeytun "Buna rağmen maalesef bu ihlallerin yoğun ve sistematik bir şekilde devam ettiğini görmekteyiz. En son geçen hafta derneğimize 1 ve 2 Nolu'da kalan mahpusların mektupları ulaştı. Aileleri başvuruda bulundu. Bu başvuruların içeriği hazırladığımız raporda mevcut. Mahpuslar, çok yoğun ve ağır ihlallerin bir kez daha yaşandığını dile getirdi. Bizlerde bunun üzerine yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımızla 17 Ocak'ta ceazevlerine ziyaret ederek mahpuslarla görüştük. Şunu kısaca belirteyim. İnfaz koruma memurlarından cezaevi müdürüne kadar herkesin mahpusları keyfi bir şekilde yönetmeye çalıştığı/çabaladığı, buna karşın yasal haklarını kullanan mahpusların itirazlarına yönelik keyfi tutunaklar tanzim edildiği ve ağır disiplin cezalarının verildiğine şahit olduk. sosyal etkinlikler ve kitap sınırlaması, yine hiç bir mahkemem kararı olmamasına rağmen Kürtçe kitap, dergi ve gazeteler verilmemektedir." diye konuştu.

Zeytun'un ardından İHD Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve Cezaevi Komisyonu Üyesi Gurbet Yavuz, hazırlanan raporu paylaştı. Raporda yer alan tespit ve önerileri şu şekilde:


Tespitler

1.    Heyetimiz, mahpuslarla görüşme ve şubemize yapılan başvurularda yer alan iddiaların 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarında farklı zamanlarda aynı içeriklerle yapılmış olması ve süreklilik arz etmesi nedeniyle, başvurularda ifade edilen insan hakları ihlallerinin sistematik ve yaygın olarak gerçekleştiği kanaatine ulaşmıştır.

2.    Heyetimiz, hapishanelerdeki bulunan mahpusların, işkence ve kötü muamele, tehdit, tecrit ve izolâsyon, sağlığa erişim hakkının engellenmesi, sosyal-kültürel-sportif haklardan mahrum bırakma, iletişim ve haberleşme haklarının engellenmesi, keyfi disiplin soruşturmaları şeklinde ihlallere maruz kaldığı kanaatine ulaşmıştır. 

3.    Heyetimiz, ihlallere maruz kalan mahpusların, politik görüşleri dikkate alınarak cezaevi personelinin önyargılı ve ayrımcı muamelesine maruz kaldığını, ihlallerin bu durumdan kaynaklı gerçekleştiği tespitine ulaşmıştır. 

4.    Mahkemelerce yasaklama ve toplatılma kararı bulunmayan kitap ve yayınların cezaevi idaresinin keyfi tasarrufuyla yasaklandığını, mahpusların basın ve haber alma özgürlüklerinin ağır şekilde ihlal edildiğini tespit etmiştir. 

5.    Cezaevi idaresi tarafından, mahpusların kısıtlanan hakları hususundaki talepleri görmezden gelindiği ve mahpuslara yönelik keyfi bir şekilde disiplin soruşturmalar açılıp ceza verildiğini tespit etmiştir. 

6.    Heyetimiz, OHAL sürecinde yaşanılan ihlallerin OHAL sonrası da devam ettiğini, ihlallere ilişkin hem Cezaevi Savcılığı’nın hem de cezaevi idaresinin önleyici tedbirler almadığı ve ihlalleri yaygın ve sistematik olarak devam etmesinde kusurlu oldukları tespitine ulaşmıştır. İhlalleri gerçekleştiren fail konumundaki cezaevi personelinin herhangi bir soruşturmaya tabi tutulmamasını bir cezasızlık politikası olarak değerlendiren heyetimiz, fail konumundaki görevlilerin ihlallerin sürdürülmesi hususunda bu politikadan cesaret aldıkları kanaatine ulaşmıştır. 

7.    İnfaz yasası ve yönetmeliği uyarınca mahpuslara tanınan haftalık sosyal ve kültürel faaliyet sürelerine uygun davranılmayarak keyfi bir şekilde kısıtlamalara gidildiği tespit edilmiştir. Halbuki; Bakanlığın 22/01/2007 tarih ve 45/1 sayılı Genelgesi’nin ‘’Ortak Etkinlikler’’ başlıklı bölümünde; ’'Güvenlik bakımından tehlike yaratmadığı ölçüde, idare ve gözlem kurulu tarafından belirlenen istekli hükümlü ve tutuklular, 10 kişiyi aşmayacak gruplar hâlinde ve idarenin gözetiminde, açık görüş alanlarında veya diğer ortak yerlerdeki sosyal faaliyetler çerçevesinde haftada toplam 10 saati aşmamak üzere sohbet amacıyla bir araya getirilebilir.’’ Demek suretiyle güvence altına alınmış mahpusların bu temel haklarının türlü gerekçeler gösterilerek keyfi şekilde kısıtlandığı görülmektedir.

8.    Farklı koğuş ve blokta bulunan mahpusların ortak bir şekilde spora çıkma, sohbet etme ve haftalık sosyal ve kültürel faaliyetleri engellenerek izolasyon koşullarında bir hapishane yaşamının dayatılmaya çalışıldığı tespit edilmiştir. Halbuki; Avrupa Konseyi Bakanlar Komistesinin R(2006)2 sayılı ‘’Cezaevi Kuralları Hakkında Tavsiye Kararları’’konulu tavsiye kararının 27. Paragrafı; “Spor, oyunlar, kültürel faaliyetler, özel hobiler ve diğer boş zaman uğraşlarını kapsayan eğlendirici fırsatlar yaratılmalıdır ve mümkün olabildiğince mahpusların bu etkinlikleri organize etmelerine izin verilmelidir. Mahpusların egzersiz esnasında ve eğlendirici faaliyetlere katılmaları için birbirleriyle bir araya gelmelerine izin verilmelidir." Demektedir. Ancak mevcut uygulamada ise farklı mahpusların bir araya gelmelerinden ziyade yine tüm gün aynı oda/blokta bir arada bulunan ve sürekli birbirlerini gören mahpusların yine kendi aralarında bir takım sosyal ve kültürel faaliyetlerde (sohbet gibi) bulunma durumu yaratıldığı görülmektedir. 

9.    Uygulanan haksız, hukuksuz ve keyfi muameleler karşısında mahpusların verdiği en küçük insani tepkinin dahi gerçeğe aykırı ve abartılı şekilde tutulan tutanaklarla orantısız disiplin cezaları verildiği gözlemlenmiştir. Bu disiplin cezalar birbirine eklenmek sureti ile hak yoksunluğunda süreklilik sağlanmaktadır. Verilen disiplin cezaları, mahpuslara yönelik tecridi derinleştiren iletişim ve görüş yasaklarıyla birlikte hücre cezalarını da içermektedir. 

Sonuç ve Öneriler

1.    Türkiye’deki infaz rejimi mevzuatının ve politikasının uluslararası insan hakları hukukuna ve özel olarak da mahpus haklarına uygun hale getirilmesi gerekmektedir. 

2.    Mahpuslara yaşatılan işkence ve kötü muamele uygulamalarından derhal vazgeçilmeli, mahpuslara uluslararası hukukun emrettiği şekilde insana yaraşır bir muamele gösterilmelidir.

3.    Mahpuslar üzerindeki tecrit ve izolâsyonun derhal kaldırılması ve insani yaşam şartlarının oluşturulması gerekmektedir.

4.    Mahpusların sağlığa erişim haklarının sağlanması, koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmesi, hastalığı olanların tedavi olanaklarından yararlanmaları için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.

5.    Heyetimiz, Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu, Elazığ 2 No’lu Ceza İnfaz Kurumu ve Elazığ Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda mahpuslara yönelik yaşanan insan hakları ihlallerinin etkin bir şekilde soruşturularak sorumluluğu bulunan personellerin cezalandırılması için yargı mensuplarını göreve davet etmektedir.

6.    Heyetimiz; cezaevi rejimi, fiziki koşullar ve uygulanan muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanması gerektiğini tespit etmiştir. İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolüne uygun şekilde “bağımsız” ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması için hükümeti derhal gerekli çalışmaları başlatmaya davet etmektedir. Ayrıca Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu, Elazığ 2 No’lu Ceza İnfaz Kurumu ve Elazığ Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda yaşananlara karşı Adalet Bakanlığı’nı ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonunu göreve davet ediyoruz. 
 

Raporun tamamına 👉 https://bit.ly/2vlUxx3 linkinden ulaşabilirsiniz.