1 Temmuz 2021 günü, Danıştay yürütmeyi durdurma kararı vermezse, Türkiye, Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi’nden, çıkmış olacak.
İstanbul Sözleşmesi, Diyarbakır’da yaşayan ve eşinin şiddetine maruz kalan bir kadının AİHM’ne açtığı bir davadan, “ilham” alınarak hazırlandı. 2002 yılında, eşinin şiddetine maruz kalan ölüm tehdidi altında yaşayan ve defalarca savcılığa başvurmasına rağmen “KORUNMAYAN” ve sonuçta annesi, eşi tarafından katledilen Nahide Opuz’un acı hikayesi var, bu sözleşmenin arkasında. AİHM, 2008 yılında Nahide Opuz’u “aile içi şiddetten koruyamadığı için” T.C Devletini mahkum etti. Bu mahkumiyetin ardından, Avrupa Konseyi tüm üye devletlere, kadına yönelik ev içi şiddeti temel alan bir sözleşme hazırlanması teklifinde bulundu. Ve sözleşme hazırlıkları başladı. Ödenen ağır bedeller, kadın hukukçuların fikir ve emekleri sonucunda sözleşme imzaya açıldı. T.C Devleti sözleşmeyi, 2011 yılında imzaladı ve 2014 yılında onayladı.
2014 yılından bu yana, pratikte uygulama sorunları yaşansa da İstanbul Sözleşmesi kadınlar için hep bir umut yarattı. Kadın hareketi güç kazandı. Kadınlar taleplerini daha yüksek ses ile dile getirmeye başladılar.
“Kutsal Aile” ve “Sözde Namus” tartışılmaya başlandı. Ve “muktedir” rahatsız oldu. T.C Devleti tek bir imza ile İstanbul Sözleşmesi’ni 19 Mart 2021 günü feshetti. Bu karar 1 Temmuz 2021 günü yürürlüğe girecek. Biz kadınlar, varlığımızı hedef alan, taleplerimizi, emeklerimizi, mücadelemizi, ödediğimiz bedelleri “yok” sayan bu “fesih” kararını kabul etmiyoruz.
İstanbul Sözleşmesi bizimdir, sözleşme hükümleri geçerlidir. Sonuna kadar, İstanbul Sözleşmesine sahip çıkacağımızı, tüm kamuoyuna yüksek sesle duyurmak istiyoruz.
İHD Merkezi Kadın Komisyonu