DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının "Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın" sloganıyla her hafta ve kesintisiz bir şekilde sürdürdüğü oturma eylemlerinin 660’ıncısı gerçekleştirildi. 2009 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesinde havan topu ile katledilen 12 yaşındaki Ceylan Önkol’un faillerinin sorulduğu eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun "İnsanlığı karşı işlenmiş suçlar hukuk, adalet ve hakikat komisyonlarıyla ortaya çıkacak ve failler yargılanacak" dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının "Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın" sloganıyla her hafta ve kesintisiz bir şekilde sürdürdüğü oturma eylemlerinin 660'ıncısı Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıp resimlerinin taşındığı ve kayıp resimlerinin bulunduğu dev pankartın açıldığı eyleme İHD Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, Şube Başkanı Yardımcısı Ezgi Sıla Demir ile Şube Yönetim Kurulu Üyeleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı.
“Failler tespit edilmedi, yargılanmadı ve cezalandırılmadı”
Eylemde bir konuşmada bulunan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, kayıpların bulunması ve faillerinin yargılanması için sürdürdükleri oturma eyleminin sonuç alıncaya kadar kesintisiz bir şekilde devam edeceğini belirtti. Ceylan Önkol dosyasının, 2014 yılı Nisan ayında verilen “daimi arama” kararı ile zaman aşımına uğratılmaya çalışıldığını belirten Zeytun “Yargılama, iç hukukta ve uluslararası hukukta, hukuki bir süreçle ile ilerlemedi. Failler tespit edilmedi, yargılanmadı, cezalandırılmadı. Pozitif hukukça failler yargılanmadan muaf kılınmak istense de, biz hakikat ve adalet mücadelemizden vazgeçmiyoruz. İnsanlığı karşı işlenmiş suçlar hukuk, adalet ve hakikat komisyonlarıyla ortaya çıkacak ve failler yargılanacak” dedi.
Ardından İHD Diyarbakır Şube Başkan Yardımcısı Ezgi Sıla Demir, 2009 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesinde havan topu ile katledilen 12 yaşındaki Ceylan Önkol’un hikayesini paylaştı. Demir, şunları belirtti: “Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Şenlik (Xiraba) köyünde, 28 Eylül 2009’da koyunlarını otlattığı sırada karakoldan atılan havan mermisinin isabet etmesi sonucu 12 yaşındaki Ceylan Önkol yaşamını yitirdi. Olay yerine giden ve Ceylan'ın cansız bedeniyle karşılaşan aile, durumu karakola ve Lice savcılığına telefon ile bildirmesine rağmen, savcı "Can güvenliği" gerekçesiyle olay yerine 3 gün sonra gitti. Anne Saliha Önkol beyanlarında kızının cansız bedeninden kopan parçaları kendi elleriyle topladığını ve savcının gelmemesi üzerine 6 saat sonra kendisinin Lice Savcılığa teslim ettiğini belirtmişti."
“Dosyası adliyenin tozlu raflarında kaldırıldı, zamanaşımı ve cezasızlıkla yüz yüze bırakıldı”
"Ceylan’ın yaşamını yitirmesi üzerine başlatılan soruşturmada soruşturmayı yürüten dönemin savcısı, 4 Nisan 2013 tarihinde Önkol'un ölümüne neden olan ancak bir türlü bulunamayan şüpheliler hakkında, "Görevini kötüye kullanmak" suçlamasıyla başlattığı soruşturmada takipsizlik kararı verdi. Ceylan Önkol'un ölümüyle ilgili soruşturmayı yürüten Lice Cumhuriyet Başsavcılığı ise dosyadaki kanıt ve raporların faillerin tespiti için yetersiz olduğunu, patlamaya sebep olan havan mermisinin nerden geldiğinin belli olmadığını ileri sürerek, 30 Nisan 2014 tarihinde "Daimi arama kararı" verdi. Bu kararla, adliyenin tozlu raflarına kaldırılan dosya zamanaşımı ve cezasızlık ile yüz yüze kalmıştır. Ne acıdır ki 12 yaşında katledilen Ceylan için de adalet tesis edilmedi ve sonuç benzer tüm dosyalar da olduğu gibi cezasızlıkla sonuçlandı."
‘Savunma pozisyonundayken’ öldü
"Oysaki Adli Tıp uzmanı Prof. Dr. Ümit Biçer'in hazırladığı bağımsız raporda, Ceylan Önkol'un ‘savunma pozisyonundayken’ öldüğü belirtildi. Patlamaya ilişkin Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) Kurumu Genel Müdürlüğü'nün olaydan 1 yıl sonra yaptığı kriminal inceleme sonucunda hazırladığı raporda, patlamaya neden olan cismin "40 mm bomba atar mühimmatı" olabileceğini belirtmiş ve raporda da buna genişçe yer vermişti. Avukatlar bu saptamaların Ceylan'ın öldüğü mezranın hemen yakınında bulunan jandarma taburdan atış yapıldığı iddialarını güçlendirdiğini ifade etse de bu talepler dikkate alınmadı. Önkol ailesi ve avukatlarının, soruşturma devam ederken verilen gizlilik kararına karşı yaptığı bütün itirazlar reddedildi. Bunun üzerine devam eden gizlilik kararına karşı ve etkili bir soruşturma yürütülmediği için, 8 Ekim 2010 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurulmuştu. Mayıs 2012'de ise soruşturmanın etkin ve tarafsız yürütülmemesi, soruşturmanın derinleştirilmesine yönelik talepleri reddedildiği ve aradan geçen süreye rağmen dava açılmaması ve şüphelilerin bulunmaması nedeniyle ikinci kez AİHM'e başvurdu. AİHM her iki başvuruyu birleştirerek 2017 yılının Ocak ayında 'ihlal olmadığı" yönünde karar verdi."
İdari davada İçişleri Bakanlığı yüzde doksan kusurlu bulundu
"Önkol ailesi, patlamada sorumluluğu ve ihmali olduğu gerekçesiyle, İçişleri Bakanlığı aleyhine dava açtı. Açılan idari davada ise iç işleri bakanlığı yüzde doksan kusurlu bulundu. Anne Önkol daha önce “Benim Ceylan’ın gitti, ama başka Ceylanlar gitmesin’ demişti ama ne yazık ki Ceylanın ölümünün üzerinde 12 yıl geçti ve birçok çocuk farklı şekillerde katledildi. Yaşanan can kayıpları sonrasında etkili yargılamalar yapılmadan faillerin cezasızlık zırhı ile korunmuştur."
Yapılan konuşmaların ardından, tüm kaybedilenler için oturma eylemi gerçekleştirildi.