Kayıp yakınları 28 yıl önce katledilen Ali Çelik’in faillerini sordu
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, faili meçhul cinayete kurban giden ve gözaltında kaybedilenler için 678'inci kez Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde oturma eylemi gerçekleştirdi. "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" talebiyle bir araya gelen aileler, katledilen ve kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıdı. Bu haftaki eylemde, 11 Nisan 1994'te Mardin'de katledilen Ali Çelik'in hikayesi paylaşıldı.
Eylem öncesi konuşan İHD Bölge Temsilcisi Mehmet Tahir Saçaklıdır, “35 yıldır kesintisiz bir şekilde mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz. Bu süreçte İnsan Hakları Derneği olarak ciddi baskılara maruz kaldık. Ancak mücadelemizden asla taviz vermedik, vermeyeceğiz. Bu da böyle bilinmelidir. İkin gün önce derneğimizin gayri hukuki basılmasını, kapısının kırılmasını, içeri girilip hukuksuz bir şekilde arama yapılmasını bir kez daha kınıyoruz. Bu insan hakları mücadelesine yönelik bir müdahaledir. Esasında söz konusu durum İnsan Hakları Derneği ile ilgili değildir. İnsan Hakları Derneği bir suç örgütüymüş gibi yöneticilerine bilgi verilmeyerek kapısı kırılarak içeri girilmiş ve aramalar yapılmıştır. Evinde gözaltına alınan arkadaşımızın yanında olduğumuzu belirtiyoruz. İnsan hakları mücadelesi suçlulaştırılamaz, susturulamaz. İnsan hakları mücadelesinin kesintisiz olarak sürmesi için bizlere destek veren, dayanışma içerisinde olan Diyarbakır’daki sivil toplum kuruluşlarına teşekkür ediyoruz” dedi.
Karakola çağrıldı!
İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Derya Yıldırım ise, 28 yıl önce katledilen Ali Çelik’in hikayesini paylaştı. Çelik’in 6 çocuk babası olduğunu hatırlatan Yıldırım şöyle devam etti: “Ali Çelik, Mardin’in Derik ilçesine bağlı Gire Sor (Bayraklı) köyü Susikeli (Değirmenler) mezrasında yaşıyordu. Köyünde çiftçilik yaparak geçimini sağlıyordu. Ali Çelik evli ve altı çocuk babası aynı zamanda köyün muhtarıydı. Köylerine 90’lı yıllarda askerler tarafından sık sık baskın yapılıyordu. Ali Çelik, köyüne yapılan baskınların birinde gözaltına alınmış, işkence görmüş, dört ay kadar da tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılmıştı. Bu olaydan yaklaşık bir yıl sonra köy çevresinde konaklayan göçerler askerler tarafından karakola götürülür. Ali Çelik’de muhtar olduğu için konuyla ilgili olarak karakola çağrılır. Ali Çelik, 11 Nisan 1994 tarihinde köyünden Kızıltepe’ye karakola gitmek için yola çıkar. Görgü tanıkları onu en son Germik köyü yakınlarındaki yolda görür. Aynı gün karakoldan evi aranır ve yeniden karakola çağrılır. Bunun üzerine ailesi onun karakola ulaşmadığını düşünür ve aramaya başlar. Daha sonra ailesi Karakola giderek Ali Çelik’i sorar. Karakolda bulunan askerlerden “böyle bir kişinin kendilerinde olmadığı” yanıtını alan aile köye geri döner.
Çelik’in cansız bedenini pilot buldu
Kaybedilmesinden bir hafta kadar sonra Ali Çelik’in cansız bedeni Ceylanpınar Devlet Çiftliğinde zirai ilaçlama yapan uçağın pilotu tarafından bulunur. Kimliği tespit edilemediği için belediye tarafından kimsesizler mezarlığına defnedilir. Olayı duyan ailesi gidip cenazeyi teşhis eder ve cenazeyi köye getirerek yeniden defin eder. Ceylanpınar Savcılığının konuya dair hazırladığı raporda; “Ali Çelik’in cansız bedeni bulunduğunda elleri bağlı ve başına sıkılan tek kurşunla öldürülmüş” olduğu belirtilir. Çelik ailesinin, Gire Sor (Bayraklı) köyünde koruculuk yapan bazı kişilerle aralarında husumet bulunuyordu. Ali Çelik bu köydeki korucular tarafından sık sık ölümle tehdit ediliyordu. Dönemin koşullarından ve ailenin sürekli tehdit ve baskı altında olmasından dolayı Ali Çelik’in zorla kaybedilmesine ilişkin yakınları herhangi bir hukuki işlem başlatamaz.”
Açıklamanın ardından Çelik ve tüm kayıplar için 1 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.