Kayıp yakınları: Mehmet Can Ayşin’in akıbetini sordu

07.05.2022

İnsan Hakları Derneği (İHD)  Diyarbakır Şubesi ve Kayıp Yakınlarının her hafta düzenlediği “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” oturma eyleminin 691’inci haftası gerçekleştirildi. Eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetim kurulu üyeleri, hak savunucuları, Dicle Amed Kadın Platformu, Diyarbakır Tabip Odası ve kayıp yakınları katıldı. Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde yapılan eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Kayıp yakınları bu hafta, 7 Mayıs 1994’te Diyarbakır’ın Lice ilçesi Kılıçlı Köyü’nde gözaltına alınarak kaybedilen Mehmet Can Ayşin’in akıbetini sordu.

Eylem öncesi İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun şöyle konuştu:

“Değerli Kayıp Yakınları, sivil toplumun değerli temsilcileri, sevgili hak savunucusu arkadaşlar: “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” eylemimizin 691’inci haftasında, hakikati, adaleti, barışı savunmak için bir aradayız. Bir kez daha geçmişte yaşanan ağır insan hakları ihlallerinin soruşturulması, yüzleşme ve hesap verilmesi için mücadele ediyoruz. Bugün Anneler Günü’ndeyiz. Anneler yıllardır, kayıp olan çocuklarının, eşlerinin, yakınlarının akıbetini sormak için ısrarla mücadele etmektedirler. Annelere en büyük hediye, anlamlı bir barıştır. Şiddetsiz bir ortamın, demokratik bir çözüm ile sağlanabileceğini ifade ediyoruz. Bu uğurda yıllardır mücadele eden annelerimiz saygıyla, sevgiyle anıyoruz.

Türkiye’de hukukun üstünlüğünün rafa kaldırıldığı, anti-demokratik uygulamaların, şiddet ve çatışmaların olduğu bir süreci yaşıyoruz. Nefret söyleminin Kürtlerden Kürtçeye kadar, ağırlıklı olarak devam ettiği, yabancı düşmanlığının nefret söylemiyle devam ettiği atmosfer içindeyiz. Tüm bu ağır ihlal ortamının sebebi, barışçıl politikalar yerine, şiddete ve zora dayalı uygulamaların her gün sürdürülmesidir. Kürt meselesi başta olmak üzere, Türkiye’deki temel meselelerin ancak şiddetsiz, diyalog ve müzakereyi esas alan demokratik bir çözüm ile sağlanabilir. Ağır hak ihlallerine karşı Türkiye’de şiddet seçeneğinin dışında,  barış ve demokratik çözüm seçeneğinin olduğunu ifade etmek istiyoruz. Bizler ağır ihlal, şiddet ve çatışma ortamına mahkum değiliz. Bizler her defasında esas seçenek olan, barış ortamını ve barış hakkını savunuyoruz. Bu şiddet, çatışma, askeri operasyon ortamının sonlandırılarak,  tekrardan diyalog ve müzakereye, çözüme ilişkin somut adımların atılması gerekiyor. Bugün bütün anneler şiddet ve çatışma ortamında, çocuklarının yaşamının her an sonlandırılabileceği endişesiyle yaşıyor. Annelere verebileceğiniz en iyi hediye, endişe ve kaygı ortamının sonlandırılmasıdır. Bu vesileyle, annelerimizin, barış annelerinin, kayıp yakınlarının ve bu uğurda mücadele eden annelerimizin anneler gününü kutluyoruz.”

Ardından söz alan Kayıp Mehmet Can Ayşin’in kızı Aynur Ayşin de şu ifadeleri kullandı:

“Yıllardır babamı arıyorum. 29 yıl oldu. Babamı aramaktan vazgeçmeyeceğim. 1994’te köyümüz yakıldıktan sonra babamı gözaltına aldılar. Babamla birlikte bütün köylüler gözaltına alındı. Birçok kişi serbest bırakıldı. Ama babamı bırakmadılar. Babamın suçu neydi, onu gözaltına aldılar. Açıklasınlar. Babamın hiçbir suçu yoktu. 29 yıldır haber alamıyoruz. Ölene kadar her Cumartesi burada olacağız. Asla vazgeçmiyoruz.”

Eyleme katılan Dicle Amed Kadın Platformu adına ise Emine Akşahin şöyle konuştu:

“Bugün gözaltında zorla kaybedilen yakınları ve çocukları için, yıllardır adalet ve hakikat mücadelesini sürdüren annelerimizle dayanışmaya geldik. Biliyoruz ki annelerimiz sadece yakınlarının ve çocuklarının bedensel kayıpları için değil, maalesef ülkemizde kaybettirilen barışı aramak içinde mücadele ediyorlar. Adalet, insan hakları, eşitlik ve demokrasi içinde mücadele ediyorlar. Ülkemizde artık, evlatlarımızın öldürülmesine, zorla kaybettirilmesine göz yumulmasını istemiyoruz. Siyasi iktidarların gölgesinden çıkan, bağımsız yargının biran önce bu davalar konusunda etkin soruşturma yürütmesini, failleri bulmasını ve gereken en ağır cezayı vermesini bekliyoruz. Bugün için de siyasi iktidarın kin, nefret, nifak tohumları ekerek, toplumu çatıştıran, kutuplaştıran, ayrıştıran politikalardan vazgeçmesini, toplumsal barışı, huzuru, demokrasiyi esas alan bir politika üretmesini istiyoruz. Biz annelerimizin artık gözyaşı akıtmasını istemiyoruz. Annelerimizin bu topraklarda artık evlat ve yakınlarının acısını yaşamasını istemiyoruz. Bu nedenle toplumsal barış için ne yapılması gerekiyorsa, yapılmasını talep ediyoruz.”

İHD Diyarbakır Şubesi Başkan Yardımcısı Ezgi Sıla Demir, 7 Mayıs 1994’te Diyarbakır’ın Lice ilçesi Kılıçlı Köyü’nde gözaltına alınarak kaybedilen Mehmet Can Ayşin’in hikayesini okudu.

Ayşin’in Kılıçlı Köyünde çiftçilik yaptığını hatırlatan Demir, şöyle devam etti:

“5 Mayıs 1994 tarihinde köye askerler tarafından baskın düzenlenir. Yapılan baskında köyde bulunan genç/yaşlı 53 erkek gözaltına alınır. Gözaltına alınanlardan biri de Mehmet Can Ayşin’di. Baskının ertesi günü 49 kişi serbest bırakılır. Aradan geçen 6 günün sonunda Mehmet Can Ayşin dışındaki 3 kişi daha serbest bırakılır. Bunun üzerine karakola giden aileye kolluk görevlileri tarafından Mehmet Can Ayşin’in savcılığa çıkarılacağı ve oradan serbest bırakılacağı söylenir. Ancak Mehmet Can Ayşin ne savcılığa sevk edilir ne de serbest bırakılır.

Mehmet Can Ayşin hakkında bir türlü bilgi alamayan ailesi devlet dairelerinde çeşitli girişimlerde bulunur. Aile önce DGM’ye başvuruda bulunur ancak ailenin dilekçesi işleme konulmadan geri çevrilir. Bunun üzerine OHAL Valiliğine başvuran aile, Lice Asayiş Komutanlığı’na yönlendirilir. Lice Asayiş Komutanlığı’na başvuruda bulunan aileye komutanlık “söz konusu tarihte operasyon düzenlenmediğini ve adı geçen kişileri gözaltına almadıklarını” bildirir.

Tanık beyanlarına göre ise Mehmet Can Ayşin, gözaltına alındıktan sonra önce Lice Tugay komutanlığında 5 gün tutulmuş, Mehmet Can Ayşin ile birlikte gözaltına alınanların tümü işkenceye maruz kalmıştı. Mehmet Can Ayşin’in, gözaltında bulunduğu sırada, Lice Yatılı bölge Okuluna Bolu Tugay Komutanlığına bağlı birliklerin yerleştirildiği, Mehmet Can Ayşin’in de Lice Yatılı bölge Okuluna götürüldüğüne gözaltında bulunan diğer kişiler de tanık olur.

Aile birçok kurum ve kuruluşa müracaatta bulunur. Ancak bu girişimlerin hiçbirinden hiçbir sonuç alınamaz.  Mehmet Can Ayşin’in ailesi Mehmet Can Ayşin’in gözaltına alındığı 7 Mayıs 1994 tarihinden bu güne bir daha kendisinden haber alamaz.

Şimdi de gözaltında kaybedilen Mehmet Can AYŞİN ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemine geçiyoruz.”

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

Zorla Kaybedilenler ve Failli Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu