Kürt aydın Musa Anter’i katledilişinin 30’uncu yılında saygıyla anıyoruz.
Türkiye’de 90’lı yıllarda gözaltında zorla kaybetmeler ve faili meçhul siyasi cinayetlere ilişkin diğer dosyalarda da olduğu gibi Musa Anter’in yaşamını yitirdiği davanın faillerinin tespiti ve yargılanmasına yönelik etkili bir soruşturma yürütülmedi. Bu nedenle Musa Anter’in ailesi 22 Şubat 2000 tarihinde AİHM’e başvurdu ve AİHM, 2007 yılında dosya hakkında hem yaşam hakkı hem de usuli açıdan ihlal kararı verdi.
İhlal kararına rağmen dava ancak 2013 yılında açılabildi. Ve kısa bir süre sonra Ankara’ya sevk edildi. Ankara 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava, JİTEM Ana Davası ile birleştirildi. Bir sisteme dönüşen cezasızlık uygulamaları ile sürdürülen davada failler hakkında etkili bir kovuşturma ile cezalandırma yoluna gidilmedi. Böylelikle 90’larda Musa Anter ve yüzlerce faili meçhul siyasi cinayetlerde failler hakkında etkili soruşturmalar yapılmadı, cezasızlık sistemiyle yüzleşilmedi, hesaplaşılmadı.
Bugün itibariyle 30’uncu yılına giren davada, cezasızlık politikası ve uygulamaları neticesinde Türkiye’nin insancıl hukuk mevzuatından uzak yargı sistemi ve işleyişi sebebiyle zamanaşımı ile düşme riski ortaya çıkmıştır.
Bir kez daha belirtmek isteriz ki; insanlığa karşı işlenmiş suçlarda uluslararası sözleşmeler ve mahkeme içtihatları gereğince zamanaşımı hükümleri uygulanamaz.
İnsan Hakları Derneği olarak, cezasızlık sistemine karşı adalet ve hakikat mücadelemiz sürecektir.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ DİYARBAKIR ŞUBESİ