İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve Kayıp Yakınlarının, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 734. haftası Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıp yakınları, hak savunucuları ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Bu hafta, Şırnak’ta 1994 tarihinde beyaz Toros ile kaçırılarak katledilen Ahmet Sanır’ın failleri soruldu.
Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Yakup Güven şunları söyledi: “Yaşanan deprem felaketinden sonra 3 hafta boyunca eylemimizi burada gerçekleştiremedik. Her koşulda, her şartta kayıplarımızın akıbetinin ortaya çıkarılmasını talep ettik, talep edeceğiz. Uzun soluklu bir mücadele yürütüyoruz. Baskıya ve zorluğa maruz kalıyoruz. Son zamanda yaşadığımız gibi uzun süreli yas sürecinde olduğumuz zamanlar oluyor. Yaşanan depremde çok sayıda insanımızı, dostumuzu ve arkadaşımızı kaybettik. Depremde yaşamını yitiren tüm insanlarımıza Allahtan rahmet diliyoruz. Depremin etkisinde olan tüm halkımıza geçmiş olsun. Umarız en kısa sürede dayanışmayla yaralarımız sarılır.
Bu depremde Diyarbakır’da çok yakın bir dostumuzu kaybettik. Her hafta bizimle beraber burada kayıpların akıbetini soran, faillerin açığa çıkarılmasını isteyen, en zorlu koşullarda burada hakikatin açığa çıkarılmasını isteyen Melike ablamızı kaybettik. Melike abla uzun yıllar insan hakları alanında mücadele eden, İnsan Hakları Derneği’nin çok kıymetli yol arkadaşlarından biriydi. İnsan hakları mücadelesinin en çetin koşullarında en direngen, cesur sözleriyle her zaman alanlardaydı. Bize çok şey öğretti. Bize hakikatin her koşulda savunulması gerektiğini, hakikatin güçlü bir direnmeyle ortaya çıkabileceğini öğretti. Son eylemimizde de burada yanımızdaydı. Tahir Elçi’nin fotoğrafını almış, tüm faillere hesap soruyordu. Melike Abla, uzun soluklu insan hakları mücadelesinin bize tanıttığı en cesur insanlardandı. Biz bu mücadelenin ancak güçlü ablalarımız sayesinde sonuca ulaşabileceğini biliyoruz. Mücadeleleri bize hakikate ulaşacaktır.”
İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz ise Ahmet Sanır’ın hikayesini paylaştı. Akdeniz, “1979 Şırnak doğumlu Ahmet Sanır, ailesi ile birlikte Şırnak Merkez'e bağlı Ara Köyü'nde ikamet ediyordu. 1994 yılının Mart ayında köye gelen Beyaz Toros marka bir araçtan inen silahlı ve sivil üç kişi, Ahmet Sanır’ı kardeşi Ömer Sanır'ın gözleri önünde işkence yaptıktan sonra zorla araca bindirilerek köyden götürülür. Ahmet Sanır’ın ailesi olayın ardından köy muhtarı ile birlikte, Şırnak Jandarma Merkez komutanlığına bağlı Milli Özel Tip Jandarma Karakol Komutanlığı'na gider. Karakoldakiler aileye “Ahmet Sanır’ın burada bulunmadığını söyler.” Ahmet Sanır kaybedildikten iki gün sonra, Silopi ilçesine bağlı bir köyde yaşayan köylüler, “Bir kişinin Beyaz Toros marka bir araçla Sinan Lokantası'na getirildiğini, sürüklenerek lokantanın içine götürüldüğünü ve iki-üç dakika sonra içeriden silah sesleri geldiğini” anlatırlar. Köylülerin anlattığına göre daha sonra aynı kişiler geldikleri araca binerek oradan uzaklaşır. Bunun üzerine köylüler Sinan Lokantası'na girer ve orada bir kişinin cansız bedeniyle karşılaşır. Köylüler, cesedi alarak köy mezarlığına defnederler. Bu olayı duyan Ahmet Sanır’ın ailesi köye gelir. Köylülerin aileye gösterdikleri elbiselerden gömülen kişinin Ahmet Sanır olduğunu teşhis eder. Ahmet Sanır dosyası o tarihten günümüze faili meçhul olarak kalır.
Etkinlik Ahmet Sanır ve diğer tüm Kayıp ve Faili Meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemiyle son buldu.
İHD Diyarbakır Şubesi
Kayıp Komisyonu