İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi'nin 16. Olağan Genel Kurulu, Mittannia Regency Hotel Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Kurula; İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Sekreteri Hüseyin Küçükbalaban, İHD Genel Başkan Yardımcısı Rehşan Bataray, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FİDH) Genel Başkan Yardımcısı Reyhan Yalçındağ, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça, Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Nahit Eren, Barış Anneleri, kayıp yakınları, sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda İHD üyesi katıldı.
Divan oluşumuyla başlayan ve saygı duruşuyla devam eden genel kurulda, açılış konuşmasını İHD Diyarbakır Şube Başkanı Avukat Abdullah Zeytun yaptı. Sivil-demokratik mücadelenin siyasal baskı altında olduğunu söyleyen Zeytun, “Hukuk kurumları başta olmak üzere; kamu gücünü önemli oranda elinde bulunduran siyasi ve idari çoğu erk, halka teminat sağlayan kurum olmaktan uzaklaşmış, bilakis sesini yükselten, itiraz eden toplumsal kesimleri susturma ve sindirme aracı haline gelmiştir”dedi. Devlet ve siyasal iktidarın artan antidemokratik uygulamalarına dikkat çeken Zeytun, “Meydana gelen hak ihlallerine karşı mücadele eden insan hakları savunucuları olarak, sorumluluğumuzun arttığının, yükümüzün ağırlaştığının farkındayız” diye konuştu.
Baskı politikasının toplumu güvencesiz ve örgütsüz hale getirdiğinin altını çizen Zeytun şöyle devam etti: “Sivil toplumun üzerindeki baskı, son yıllarda fiili bir OHAL uygulaması halini alarak iyice derinleşmiştir. Özellikle Kürt illeri yoğun olarak güvenlikçi politikalarla yönetilir hale gelip bölgenin tamamı askerileştirilmistir. Türkiye, barışı önceleyen ve insan haklarına dayalı bir siyasal yönetimi ve politikaları benimsemekten git gide uzaklaşmıştır. Özellikle barış sürecinin sonlandırılması ile seçimler yoğun bir baskı altında ve adaletsiz bir ortamda gerçekleşmiş; fiili rejime bu yolla hukuki ve siyasi meşruiyet kazandırılmaya çalışılmıştır. Öte yandan Kürt illerinde kayyım uygulamaları yerleşik bir sisteme dönüştürülmüştür. Bir sisteme dönüşmüş kayyım uygulamalarının yanı sıra basına ve sosyal medyaya uygulanan sansür ve hak temelli sivil toplum örgütleri üzerindeki baskı ve engellemelerin etkisiyle özgür bir kamusal alan oluşturulması engellenmiştir. Kürtler basta olmak üzere toplumun, siyasal fikirleri demokratik şekilde tartışabileceği alanların önüne geçildiği sürece seçimlerin demokratik koşullarda gerçekleşmesinden ve yine seçimlerin meşruiyetinden bahsetmek oldukça zordur.”
Cezasızlık sistemine vurgu yapan Zeytun,“Kolluk görevlilerinin fail olduğu dosyalarda yargının aklayıcı pratiği kalıcılaştırılmıştır. Helin Şen ve Rozerin Çukur’un failleri cezalandırılmamış, Kemal Kurkut ve Efe Hantaş’ın faillerinin beraat kararları ile cezasızlık politikası kesintisiz olarak sürdürülmüştür” diye konuştu.
Zeytun, “Bu hukuksuzlaşma ortamında insan hakları savunucuları; büyük zorluklarla yürüttükleri hukuk mücadelelerindeki ısrarlarını sürdürecek, devlet organlarını insan haklarına uygun davranmaya zorlama mücadelesinde olası tüm hukuk yollarını sonuna kadar kullanmaya hiç kuşkusuz devam edeceklerdir” diye ekledi.
“Yaşadığımız; sınırı ve içeriği çok yönlü krizlerden çıkabilmenin yolu hak siyasetini genişletme mücadelesidir” diyen Zeytun şöyle devam ett: “
Hak mücadelesinin bir parçası ve arayıcıları olarak; uzun soluklu ve yeni yöntemlerle şekillenen bir eylemselliği, konu temelli yan yana gelişleri ve dayanışmayı daha da artıracağız. Toplumun farklı kesimlerinin, Kürtlerin, kadınların, LGBTI+ların, engellilerin, göçmenlerin, doğadaki tüm canlıların hayatlarını ve en temel haklarını hedef alan, şiddet ve baskıyı temel yöntem haline getirmiş baskıcı politikalara karşı birlikte direnmek için sivil toplumun örgütlü gücünü kullanmak artık zaruri hale gelmiştir. İnsan haklarına dayalı bir yaşam, demokratik bir hak siyasetini gerektirmektedir. Bu nedenle hak savunucuları olarak sadece demokrasi ve barışı talep eden değil, ayni zamanda bunların inşasının çabası için bir mücadele sürdürmemiz zorunludur.”
Zeytun konuşmasını şu sözlerle bitirdi, “Büyük bir sorumluluk ve onur ile yürütmeye çalıştığım şube yönetim kurulu başkanlığı görevimin de bu kongremiz ile sona erdiğini paylaşmak istiyorum. Bu okulda hak savunuculuğu yapan herkes gibi, İHD bende de unutulmaz anılar, büyük değerler bıraktı. Yaşamıma kattığı her şey için kurumum İHD’ye, birlikte çalışmaktan büyük bir keyif aldığım arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Büyük bir sorumluluk ve fedakarlık gösteren, yeni yönetim kurulumuzda görev alacak arkadaşlarımıza başarılar diliyorum.”
İHD’nin 37 yıllık mücadelesini hatırlatan İHD Genel Sekreteri Hüseyin Küçükbalaban, “Türkiye’de insan haklarının özü başlangıçtan beri, politik oldu. Yeni bir yaşamın mümkün olduğuna dair insan hakları normlarını ortaya koydu. 90’lı yıllarda başlayan savaş sürecinin yarattığı tahribatları, 2015’ten sonra darbe koşullarını gördük. İnsan hakları hareketinin yürüyüşü durmadı, hak savunucuları savaşa karşı duruşundan vazgeçmedi” ifadelerini kullandı.
Çözüm süreçlerine atıfta bulunan Küçükbalaban, “Kürt coğrafyasında ciddi bir çatışma süreci yaşanıyor. Bu toprakların yeniden barışa ihtiyacı vardır. Bu barış sürecinin talep edeni değil, öznesi olmak istiyoruz. İnsan Hakları Derneği, barış sürecinin inşası için görev üstlenmek istiyor” diye konuştu.
İHD Genel Başkan Yardımcısı Rehşan Bataray, “90’lı yıllar, bölgede insan hakları ihlali deyiminin hafif kaldığı, insanlığa karşı işlenen suçların yaşandığı dönemdi. Ölü sayılarının gündemi belirlediği dönemlerde İHD misyonu gereği ağır bedeller ödemesine rağmen, hak arayışını tavizsiz devam ettirdi. 2014 yılında tüm coğrafyayı etkisi altına alan şiddet sarmalı uzun süredir büyük toplumsal kayıplara dönüşerek devam ediyor. Biz insan hakları savunucuları olarak, o dönem ve geçmişte yaşanan insanlığa karşı işlenmiş suçların takipçisi olmaya devam ediyoruz. Barış çalışmaları tüm kesimlerin gündeminde olmalıdır” diye konuştu.
Konuşmaların ardından bölge kentlerinde yaşanan ihlallere ve şube çalışmalarımıza dair hazırlanan sinevizyon gösterildi.
Katılımcılardan İHD Diyarbakır Şube Kurucu Başkanımız Mehmet Vural, Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan, TİHV Diyarbakır Temsilcisi Murat Aba, Yapı-Yol Sen Diyarbakır Şube Başkanı Siraç Çelik, Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça, HDP PM Üyesi Raci Bilici, İHD’nin çalışmalarının önemine değinerek, yeni dönem için başarılar diledi.
Devamında kurula katılamayan Genel Başkanımız Eren Keskin, Eski İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Hafıza Merkezi Direktörü Murat Çelikkan, Eski HDP Milletvekili Osman Baydemir’in kongreye gönderdiği mesajlar okundu-izlendi.
Şubemiz 16’ıncı dönem faaliyet raporlarının okunması ardından, oy kullanımına geçildi.
Şubemizin yeni yönetim kuruluna, Ercan Yılmaz, Suzan Mehmetoğlu Aksoy, Ömer Saman, Jiyan Ormanlı, Yakup Güven, Esra Saçaklıdır, Ali İhsan Demirtaş seçildi.
İHD Diyarbakır Şubesi