Demokratik Siyasete Yargı Eliyle Müdahaleyi Kabul Etmiyoruz 

21.05.2024

Demokratik Siyasete Yargı Eliyle Müdahaleyi Kabul Etmiyoruz 

Kamuoyunda Kobani Davası olarak bilinen ve Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava dosyasında açıklanan karar ile HDP önceki dönem Eş Başkanları Selahattin DEMİRTAŞ, Figen YÜKSEKDAĞ ve MYK üyeleri ile bir çok siyasetçiye ağır hapis cezaları verilmiştir. 

31 Mart Yerel Seçimlerinden sonra siyasette normalleşme ve yumuşama dönemine olan ihtiyaca yönelik söylem ve değerlendirmelerin yapıldığı bir süreçte, demokratik siyasete doğrudan müdahale niteliği taşıyan bu hukuksuz karar, toplumun tüm kesimlerinde büyük bir rahatsızlığa ve tepkiye yol açmıştır.  

Bu yargılamayla siyasal meselelerin, yargısal faaliyet kapsamında suçlamalara konu edip, yargının siyasal karar mercii haline getirilerek siyasi alanın daraltılması hedeflenmiştir. 

Kobani'de İŞİD’in barbarca gerçekleştirdiği saldırılara karşı demokratik bir hakkın kullanımı yönünde yapılan bir çağrı twitinin; tüm hukuki güvenceler gözardı edilerek yargı sürecine konu edilmesi, devletin birliği ve ülkenin bütünlüğüne yönelik bir saldırı değerlendirmesiyle ağır cezaların verilmesi toplum vicdanında karşılık bulmamıştır. Nitekim yargı yetkisi kabul edilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, söz konusu twitin ifade özgürlüğü çerçevesinde kaldığını belirterek Türkiye aleyhine ihlal kararı verdiğini de hatırlatmak istiyoruz. 

Siyaset ve sivil toplum alanını daraltan, hatta tümüyle ortadan kaldıran bu ve benzeri politik temelli yargılamalar, çoğulculuğu ve farklı fikirleri sindirme gayesiyle ülkeyi hukuk devletinden ve demokrasiden uzaklaştırmaktadır. 

Demokratik hukuk devletinin temeli şüphesiz bağımsız ve tarafsız yargıdır. Yargının bağımsız olamadığı bir ortamda hiçbir hakkın ve bireyin hukuk güvenliğinden söz edemeyiz. Savunma hakkı başta olmak üzere adil yargılanma hakkı ilkelerinin ihlal edildiği, AİHM kararlarının uygulanmadığı bir sürecin sonunda verilen ağır mahkumiyet kararları; yargının, siyasi saiklerle hareket ettiğini ve bağımsızlığını yitirdiğini çok açık şekilde göstermiştir. 

Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu olarak siyasal alanı daraltmaya yönelik yargı eliyle yapılan bu ve benzeri müdahalelere karşı durmaya devam edeceğimizi, başta Kürt meselesi olmak üzere toplumsal sorunların demokratik ve barışçıl çözümüne zarar veren yargı pratiklerine son verilmesini ve temel hakları ihlal edilen siyasetçilerin serbest bırakılmasını beklediğimizi kamuoyuyla saygıyla paylaşıyoruz.

Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu