Kayıp Yakınları 805. Hafta: Recai Aydın’ın akıbeti soruldu
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 805. haftasını, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Eyleme kayıp yakınları, Ergani Belediyesi Eşbaşkanı Şiyar Güldiken, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile hak savunucuları katıldı. Eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Bu hafta, Diyarbakır'da 2 Temmuz 1994'te gözaltında kaybedilen Dr. Recai Aydın'ın failleri soruldu.
Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz şunları söyledi: “805 haftadır, Türkiye’de daha çok 90’lı yıllarda gözaltında kaybedilenlerin akıbetini öğrenmek ve faili meçhul cinayetlerle yüzleşmenin sağlanması için bir aradayız. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, Türkiye tekçi bir anlayışla yönetilmeye başlandı. Tüm farklı din, etnik köken ve sosyal grupların dışlayan ve sadece Türkçülüğü esas alan bir anlayışla hareket edildi. Buna karşı mücadele edenlere ise çok ağır yaptırımlar uygulandı.
Dün 12 Temmuz Zilan Katliamının yıldönümüydü. Cumhuriyet tarihin en büyük katliamlarından olan Zilan Katliamı, Kürt Meselesinin çözümsüz bırakılmasından bağımsız değildir. Türkiye Cumhuriyeti Zilan Katliamıyla yüzleşmelidir. Zilan Katliamında yaşamını yitirenleri saygı ile anıyoruz.”
SES Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Mehmet Nur Ulus ise şöyle konuştu: “90’lı yıllarda binlerce insan kaybedildi. Kaybedilenler arasında arkadaşımız Doktor Recai Aydın’da bulunuyor. Vedat Aydın ve Necati Aydın’ın akrabası. Onlarda işkenceyle kaybedildi. Biz sağlıkçılar Hipokrat yeminiyle halk sağlığı çalışmalarımızı yürütürüz. Kaybedilen arkadaşımız Recai Aydın şahsında yeminimize bağlı olarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”
İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Berfin Elçi, Recai Aydın’ın kaybedilme hikayesini okudu. Elçi, “Recai Aydın, Diyarbakır'ın Çınar ilçesi sağlık ocağında Hekim olarak çalışmaktadır. 2 Temmuz 1994 tarihinde Diyarbakır'daki evinden iş yerine gitmek için kendi arabasıyla yola çıkar. Daha sonra aynı gün Recai Aydın’ın arabası iş güzergâhı olmayan Silvan yolunda, kapıları açık halde bulunur.
Ailesi Diyarbakır cumhuriyet başsavcılığına ve diğer tüm resmi kurumlara başvuruda bulunarak, Recai Aydın’ın akıbeti hakkında bilgi almaya çalışır. Ancak tüm girişimler sonuçsuz kalır. O tarihten bugüne Recai Aydın’dan hiçbir şekilde bir daha haber alınamaz.
17 Ağustos 1994 tarihinde Uluslararası Af Örgütü’nün çağrısıyla dünyanın pek çok yerinde dönemin Başbakanı Tansu Çiller’e ve Adalet Bakanı Mehmet Moğoltay’a “Dr Recai Aydın’a ne oldu” sorusunu soran mektuplar gönderilir. Ancak tüm çabalar sonuçsuz kalır.
2005 yılında JİTEM tetikçisi Abdulkadir Aygan’ın Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazılı olarak ilettiği ifadesinde, “Recai Aydın'ın JİTEM tarafından infaz edilen kişiler arasında olduğu” itirafında bulunur. Bu itirafa ve tanıklığa rağmen Recai Aydın’ın akıbeti açığa çıkarılmaz, failler tespit edilmez.
Şimdi de gözaltında kaybedilen Recai Aydın ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemine geçiyoruz.”
İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ