Kayıp Yakınları 817. Hafta : Vahit Narin'in failleri soruldu

30.10.2024

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 817. haftasını, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Eyleme kayıp yakınları, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile hak savunucuları katıldı. Eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Bu hafta, Kulp'ta 2 Ekim 1992'de katledilen Vahit Narin’in failleri soruldu. 

NARİN'İN HİKAYESİ

Şubemiz Kayıp Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz, Vahit Narin’in kaybolma hikayesini şöyle anlattı. "Pasûr merkezde 2 Ekim 1992'de çıkan çatışmada ilçe merkezi ablukaya alınır. Akşam karanlığı basmak üzereyken Pasur ilçesi güvenlik güçleri tarafından taranır. Dükkânlar yakılıp yıkılırken, sokağa çıkma yasağı ilan edilir ve ilçenin dış dünya ile bağlantısı kesilir. Pasûr'a giriş-çıkışlar yasaklanır, evler tek tek aranır, çok sayıda insan gözaltına alınır. Sokağa çıkma yasağı dört gün boyunca sürer. Hasar gören yerler arasında Pasur’un tek oteli olan Narin Otel’de yakılan iş yerlerinden biridir. O gün kurşunların camlara isabet etmesiyle oteldeki herkes bodrum katına sığınır. Çatışma günü saat 14.00 civarında Narin Otel’in bodrum katına üç uzman çavuş tekmeyle kapıyı kırarak, girer. Askerler bodrumda bulunan otel müşterilerini lobiye çıkartıp ardından sırtlarına dipçikler vurarak herkesi yüzüstü yere yatırır. Vahit Narin, iki uzman çavuş tarafından lobinin arkasına götürülür. O an iki el silah sesi duyulur. Vahit Narin iki uzman çavuş tarafından katledilir. Otelde bulunulanlar karakola götürülür. Otelin deposunda bulunan ipekböceği kozaları askerler tarafından bütün odalara dağıtılır ve kozalar ateşe verilir. Vahit Narin’in cansız bedeninin içinde bulunduğu otel yakılır. Daha sonra otopsi işlemleri için savcılık tarafından aile çağırılır. Otopsi işlemlerine katılan Vahit Narin’in oğlu şikâyetçi olur. Yıllarca devam eden bu süreçten bir sonuç elde edilmez. Aile, daha sonra dosyayı AİHM’e taşır. AİHM bu davadan Türkiye’yi mahkûm eder.” 

 

Açıklama, oturma eyleminin ardından son buldu.