BASINA ve KAMUOYUNA
Değerli Basın Emekçileri;
Türkiye’deki hapishaneler, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı yerler olma özelliğinin yanında; başta yaşam hakkı olmak üzere birçok ihlalin sistematik olarak meydana geldiği kapatma mekânları haline gelmiştir. İşkence ve kötü muamele uygulamaları, sürgünler, sağlık hakkına erişimin engellenmesi, İdare ve Gözlem Kurulu kararları ile mahpusların tahliyelerinin engellenmesi, tecrit ve izolasyon gibi daha birçok hak ihlali hapishanelerde varlığını sürdürmektedir.
Hapishanelerdeki hak ihlallerinin yerinde tespiti, raporlanması ve kamuoyuna duyurulması ile ilgili kamu kurumlarını bu hak ihlallerini gidermesi için harekete geçirmek amacıyla Diyarbakır Barosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Amed Şubesi, İnsan Hakları Derneği Amed Şubesi ve Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Yardımlaşma Derneği tarafından insan hakları haftasında hapishanelerdeki hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla bölgedeki birçok hapishane ziyaret edilerek hapishanelerde meydana gelen hak ihlalleri hakkında rapor hazırlanmıştır.
Raporumuzda Diyarbakır, Erzincan, Elazığ, Erzurum Kampüs Hapishaneleri ve Malatya Akçadağ T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutulan birçok mahpusla görüşme gerçekleştirilmiştir. Hazırlanan raporda hapishanelerdeki tecrit ve izolasyon uygulamaları başta olmak üzere birçok hak ihlali konusunda tespitler ve öneriler belirtilmiştir.
Raporlama çalışması kapsamında ziyaret edilen hapishanelerde İdari Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri tarafından mahpuslar hakkında “iyi halli” olup olmadıkları yönünde hazırlanan raporların objektif değerlendirmelerden uzak, hukuki dayanaktan yoksun ve soyut gerekçelere dayandırıldığı tespit edilmiştir. İdare ve Gözlem Kurulu kararları ile mahpusların infazının keyfi olarak yaygın ve sistematik bir şekilde uzatıldığı tespit edilmiştir. Yine, kurula çıkan mahpuslara pişmanlık dayatmasında bulunduğu tarafımıza aktarılmıştır.
Mahpuslar özellikle tutuldukları hapishanelerin fiziki koşulları ile birçok mahpusun tekli oda-hücre tipi odalarda tutulmaları ve hapishanedeki hukuka aykırı uygulamalar nedeniyle tecrit ve izolasyon uygulamalarına maruz bırakılmaktadır. Tecrit ve izolasyon uygulamaları ile başta işkence ve kötü muamele yasağı olmak üzere kategorik olarak bir çok hak sistematik bir şekilde ihlal edilmektedir.
Hapishanelerde insan onuruyla bağdaşmayan uygulamalarla karşılaşılmaktadır. Ziyaret edilen birçok hapishanede hapishaneye ilk girişte “çıplak arama” uygulamasının dayatıldığı ve bu uygulamanın devam ettiği mahpuslar tarafından ifade edilmektedir. Söz konusu uygulama Türkiye hapishanelerinde yaygın ve sistematik olarak devam ettirilmektedir.
Bilindiği üzere Türkiye hapishanelerindeki en can yakıcı sorunlardan biri de hasta mahpusların tahliyeleri önündeki engeller ile hapishanelerde hasta olarak tutulan mahpusların yaşam hakkının ihlali meselesidir. Ziyaret edilen birçok hapishanede hasta mahpusların tedavilerinin gerektiği gibi yerine getirilmediği ve bu nedenle sağlığa erişim hakkının ihlal edildiği görülmüştür. Mahpusların hastaneye sevklerinin ya hiç gerçekleştirilmediği ya da geciktirildiği tarafımıza bildirilmiştir. Bunun yanında engelli ve hasta mahpusların ortopedik yatak gibi taleplerinin hapishane idarelerince karşılanmadığı; bu durumun hasta ve engelli mahpusların hapishanelerde yaşamlarını oldukça güçleştiren bir durum olduğu görülmektedir.
Mahpusların hastaneye sevkleri ve muayene süreçleri işkence ve kötü muameleye dönüşmektedir. Ziyaret edilen hapishanelerde mahpuslara hastane sevkleri ve muayene sırasında kelepçe takıldığı, muayene sırasında kelepçelerin açılmadığı tespit edilmiştir. Söz konusu uygulama ile kötü muamele yasağının ve sağlık hakkının yaygın olarak ihlal edildiği tespit edilmiştir.
Birçok yargı kararına rağmen mahpusların gerekçesiz bir şekilde başka hapishanelere sürgün/sevk edildiği şikayetleri ziyaret edilen hapishanelerde de aktarılan sorunlardandır. Ziyaret edilen hapishanelerdeki mahpusların tamamı ailelerine yüzlerce kilometre uzakta bulunan hapishanelerde tutulmaktadır. Mahpusların ailelerine yakın bir hapishaneye sevk taleplerine cevap verilmediği, sevk taleplerinin gerekçesiz bir şekilde ret edildiği ya da kapasite doluluğu gerekçe gösterilerek ret edildiği heyetimize aktarılmıştır. Mahpusları ve yakınlarını birlikte etkileyen bu durumun özel ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiği heyetimizce tespit edilmiştir.
Ziyaret edilen hapishanelerde yemeklerin kötü olduğu, öyle ki bir hapishanede yemekten dolayı zehirlenme vakasının meydana geldiği, yemeklerin besin değerleri açısından düşük olduğu ve az verildiği mahpuslar tarafından heyetimize aktarılmıştır. Ayrıca vegan/vejetaryen ve diyet yemek talep eden mahpusların taleplerinin karşılanmadığı heyetimizce öğrenilmiştir.
Hapishanelerde suların az aktığı, sıcak suya erişilemediği heyetimize iletilmiştir. Ayrıca berber olmaması nedeniyle mahpusların tıraş olamadığı tarafımıza aktarılmıştır. Mahpusların sağlık haklarının ve yeterli, dengeli ve sağlıklı gıdaya erişim haklarının ihlal edildiği tespit edilmiştir.
Mahpuslar odalarının sık sık arandığını, aramalar sırasında odaların dağıtıldığını, kişisel eşyalara keyfi olarak el konulduğunu, el konulan kişisel eşyaların aylar sonra geri verildiğini, el konulan eşyaların daha sonra ikinci el olarak mahpuslara satıldığını, aramalar sırasında infaz koruma memurları tarafından hakarete maruz bırakıldıklarını heyetimize aktarmışlardır. Bu durum mahpusların özel hayata saygı hakkını ve kötü muamele yasağını ihlal etmektedir.
Ziyaret edilen hapishanelerde; mahpuslarca talep edilmesine rağmen birçok gazetenin keyfi bir şekilde verilmediğini, televizyon yayınlarına mahpusların talep ettiği kanalların eklenmediği, sadece idare tarafından belirlenen kanalların bulunduğu ve bazı kitapların sakıncalı olduğu iddiası ile verilmediği mahpuslar tarafından belirtilmiştir. Söz konusu durum Türkiye’deki birçok hapishanede devam eden bir uygulama olup; Anayasa Mahkemesinin bu konuda vermiş olduğu ihlal kararlarına rağmen devam ettiği tespit edilmiştir.
Yine, ziyaret edilen hapishanelerin tamamında kantinde satılan ürünlerin çok pahalı olduğu, ürünlerin kalitesiz olduğu ve ürün çeşitliliğinin az olduğu tespit edilmiştir.
Mahpuslar tarafından gönderilen mektupların geç gönderildiği veya hiç gönderilmediği, mektupların sansürlendiği, mahpuslara gönderilen mektupların geç teslim edildiği, Kürtçe mektupların hukuka aykırı bir şekilde sansürlendiği heyetimize ifade edilmiştir. Yine, disiplin cezaları ile mahpusların iletişim hakları kısıtlanmakta veya engellenmektedir. Bu uygulamalarla mahpusların haberleşme hakları ihlal edilmektedir.
Mahpuslarla yapılan görüşmelerde, oda değiştirme taleplerinin ret edildiği, sosyal aktivitenin hiç olmadığı ya da süre ve oda bakımından sınırlandırıldığı, diğer odalarla ortak etkinlik ve sohbete çıkılamadığı, mahpusların birbirleriyle sohbet hakkının kısıtlandığı, kursların olmadığı, sohbet-spor-kurs açılmasında adli mahpuslarla politik mahpuslar arasında ayrımcı uygulamalar olduğu mahpus beyanları üzerine heyetimizce tespit edilmiştir.
Ziyaret edilen hapishanelerde görüş sürelerinin kısa tutulduğu, kanunda bir buçuk saate kadar tanınan açık görüş hakkının önemli derecede altında bir sürenin kullandırıldığı mahpuslar tarafından heyetimize iletilmiştir. 5275 Sayılı kanunda bir buçuk saate kadar tanınan açık görüş süresinin kısa tutulması nedeniyle özel ve aile hayatına saygı hakkı ihlal edilmektedir.
Tasarruf tedbirleri gerekçe gösterilerek mahpusların başta sağlık hakkı olmak üzere kategorik olarak birçok hakkının ihlal edilmektedir.
Mahpuslar şikâyet konulu dilekçelerinin muhatap kişi veya kurumlara iletilmediğini belirtmişlerdir. Bu durum hapishanelerde yaşanan ihlallerin ve hukuka aykırı fiillerin artmasına sebep olup söz konusu ihlallerin etkili bir şekilde soruşturulmamasına neden olmaktadır. Bu uygulama ile dilekçe hakkı ve adil yargılanma hakkı ihlal edilmektedir.
Mahpuslar; oda aramaları sırasında, görüşe çıkarken ve revire çıkarken, sayım sırasında ayakta sayım dayatılmasıyla infaz koruma memurları tarafından hakarete ve onur kırıcı muameleye maruz bırakıldıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca, sağlık personelleri tarafından hasta mahpuslara kötü davranıldığı belirtilmiştir. Bu uygulamaların kötü muamele yasağını ihlal ettiği gözlemlenmiştir.
Gerçekleştirdiğimiz ziyaretler neticesinde ağır hasta mahpuslarla ilgili olarak sorunların artarak devam ettiği; bu nedenlerle bir kez daha yaşamını tek başına idame ettiremeyen mahpusların infazlarının derhal ertelenmesini ve tutuklu olan mahpusların ise serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Hasta mahpuslar, her koşulda sadece klinik yaklaşım ile değerlendirilmeli, alıkonulmasının uygun olmadığına dair tıbbi raporları olan mahpuslar ivedilikle salıverilmeli. İnfaz Kanunun 16. Maddesi hasta mahpusların ihtiyacı doğrultusunda değiştirilmelidir. Hastane sevklerinde ağız içi araması uygulaması gibi tacize varan aramaların yapılması, hala çift kelepçe uygulamalarının sürdürülmesi, hasta mahremiyetine uygun olmayan koşullarda mahpusların muayeneye zorlanması gibi uygulamaların mahpuslar tarafından kabul edilmemesi sebebiyle hapishane idarelerince aylardan beri onlarca hasta mahpusun hastane sevkleri engellenmektedir.
İnsanlık onuru ile bağdaşmayan ağız içi arama uygulamasına ve diğer yasaklı arama usullerine derhal son verilmeli, hasta mahpusların hastaneye sevkleri sağlanmalıdır. Hapishanelerde düzenli ve yeterli sayıda sağlık personelinin bulunması, sayının artırılması sağlanmalıdır. Mahpusların sağlık kurumlarına ve hastanelere ring araçlarıyla değil daha hijyenik ve sağlığa uygun araçlarla taşınması sağlanmalıdır.
Birçok hapishanede en temel ihtiyaçlardan olan su ihtiyacının uzun süredir çözülmemesi sağlığa erişim hakkının ihlali boyutuna varmıştır. Mahpusların kişisel temizliği için acilen hijyen malzemelerine ücretsiz olarak erişimi sağlanmalı ve öncelikli olarak bu su sorununun çözülmesi gerekmektedir.
Hapishanelerde kalan mahpusların sağlıklı bir ortamda kalmaları için gerekli temizlik araçları kendilerine verilmeli; olası hastalıkları ve salgınları önlemek amacıyla temizlik ve sağlık konularında titiz davranılması gerekmektedir.
Mahpusların yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmesi sağlanmalı, kendilerine vitamin takviyesi yapılmalıdır. Bunun yanı sıra gerek hasta mahpusların gerekse de vejetaryen ve özel beslenme ihtiyacı olan mahpusların yemek düzenlerine dikkat edilmeli, yememeleri gereken gıdaları tüketmeleri noktasında baskı ve zorlama yapılmamalı, buna dair yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekmektedir.
Mahpusların iletişim ve yazılı başvuruları konusunda yaşadıkları sorunların çözümü sağlanmalı, hapishanelerde yaşanan sevk ve sürgünlere ilişkin mahpusların, aileleri ve avukatları bilgilendirilmeli ve kendileriyle sağlıklı iletişim kurabilmelerinin koşulları oluşturulmalıdır.
Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmeleri, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Mahpusların beden ve ruh sağlıklarının korunabilmesi için mahpusların uzun süre veya süresiz sosyal yalıtılmışlığa ve yalnızlığa maruz bırakılmamaları gerekmektedir. Bu nedenle hapishanelerde tecrit ve izolasyon uygulamaların derhal son verilmelidir.
İnsan hakları haftası vesilesiyle bir kez daha belirtmek isteriz ki; hapishanelerde tutulan mahpusların insan onuruna yaraşır bir şekilde infazlarını sürdürebilmesi için bağımsız denetim mekanizmaları oluşturulmalı ve ilgili idare kurumlarının mahpus hakların saygı göstermesi gerekmektedir.
Diyarbakır Barosu
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Amed Şubesi
İnsan Hakları Derneği Amed Şubesi
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Yardımlaşma Derneği
Rosa Kadın Derneği
Diyarbakır Tabip Odası
Türkiye İnsan Hakları Vakfı Diyarbakır Temsilciliği
RAPORUN TAMAMI İÇİN : https://ihddiyarbakir.org/Content/uploads/be810a38-01e2-4576-bc21-132a1feda392.pdf